Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
". Almanya'da tesadüfen bulunduğunuz bir kitapçıya bir lise öğrencisinin girip de sizin orada olduğunuzu fark etmeden Insanlığın Yıldızının Parladığı Anlar'ı istemesi, hele bir de kitabın parasını büyük olasılıkla kısıtlı cep harçlığından ödemesi gibi bir sahneyi yaşayıp da duygulanmamak elde değildi tabii. Kuşetlide kondüktörün pasaportta adımı görüp de aşırı saygılı tavır takınması veya Italyan gümrük memurunun muhakkak bir kitabımı okuduğu için bavulumu açmaktan vazgeçmesi elbette hoşuma giden,gururumu okşayan şeylerdi.."
". Sahip olduğum her şey Hitler'in çizmeleri altında ezilip yerle bir olduğundan, eski, asıl, Alman ve Avrupalı yurdumu kaybettiğimden elimde son bir yurt olarak sözcüklerim kalmıştı..."
Reklam
"Bir kitap, beni başından sonuna kadar aralıksız biçimde sarar, onu bir solukta okursam tam anlamıyla zevk verir bana ancak.."
". Birkaç yıl zarfında, kanımca bütün yazarlar için en önde gelen başarı kriterini yerine getirmiş, kendi okur kitlemi yaratmıştım. Bu, her kitabını sabırsızlıkla bekleyen, her kitabını satın alan, sana güvenen ama senin de bu güveni sarsmaman gereken, seni hiçbir zaman yarı yolda bırakmayacak bir insan demekti.."
Bir yazar için ne kadar acı bir durum..
". Bana mektup göndermek isteyen okurlarımın, arkadaşlarımın pek çoğu zaten epeydir o lanetlenmiş adımı zarfın üzerine yazmaya cesaret edemiyor. Dahası var: En çok rağbet gören çeviriler arasında yer alan kitaplarım, boyunduruk altındaki Fransa ve İtalya gibi ülkelerde Hitler'in emriyle toplatılmış durumda.."
Özgeçmişime ait bu başarı olgusunu ifşa etmeye bilhassa hakkım hatta yükümlülüğüm var. Çünkü bu başarı yedi yıldır, Hitler'in gelmesinden bu yana tarih oldu. Yıllarca Almanya'da gerek kitapçıların, gerek kütüphanelerin raflarında yer alan yüz binlerce, hatta milyonlarca kitabımın bugün tek bir nüshası kalmadı.."
Reklam
"Tarihi iyi bildiğimi düşünürüm; bildigim kadarıyla tarihte böyle, bu boyutlarda bir tımarhane dönemi yaşanmamıştır hiç. Yalnızca maddi olanlar değil, tüm değerler değişmişti; kanunlarla dalga geçiliyor, namus, ahlâk hiçe sayılıyordu. Berlin dünyanın Babil'i olmuştu. Barlar, eğlence yerleri, pavyonlar mantar gibi bitiyordu.."
İnanılır gibi değil..
"Tramvay bileti birkaç milyona çıkmıştı; kâğıt paralar merkez bankasından bankalara kamyonlarla taşınıyordu . Bir ayakkabı bağcığının fiyatı, kısa bir süre ayakkabının kendisine, hayır, lüks bir dükkândaki iki bin çift ayakkabıya tekabül edebiliyordu. Kırık camın tamiri evin kendisinden pahalı olmuş, bir kitabın fiyatı yüzlerce makinesi olan bir basımevinin değerini kat kat geçmişti. Yüz dolar verip Kurfürstendamm'da altı katlı apartman, bir el arabası fiyatına da fabrika satın alabiliyordunuz. Limanda bir kutu sabun bulup günde bir tane satan bacak kadar çocuklar aylarca lüks otomobillerde gezmiş, krallar gibi yaşamıştı.."
"Hangi kıyılarda seyretmişsek seyredelim, şu anda birbirimize hiç olmadıği kadar yakındık..."
"Dört yıl boyunca kahramanlık ve "seferberlikte mallara el koyma" adına cinayet ve talana izin verildikten sonra herhangi bir ahlâk yasasına kutsal gözüyle bakabilmek mümkün müydü? Halk, vatandaşa karşı yükümlülüklerini işine gelmediği zaman iptal eden bir devletin verdiği sözlere inanır mıydı artık?.."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.