Sözün Özü
Ne kendimizi,ne de başkalarını kandırmaya gerek yok;bu toplumun ürünüyüz. Yıllar boyu bilimden uzak tutulmuş,onu sevimsiz,sıkıcı,pratik yaşamla ilgisiz görmeye şartlandırılmış halk kitlelerinin içinden geliyoruz. Kitap yasağının yadırganmadığı,bilgilenmenin zaman zaman cesaret işi sayıldığı bir ülkenin insanıyız.
Ne oldugumuz şu saatlerde belli olacak
Ne kendimizi,ne de başkalarını kandırmaya gerek yok;bu toplumun ürünüyüz. Yıllar boyu bilimden uzak tutulmuş,onu sevimsiz,sıkıcı,pratik yaşamla ilgisiz görmeye şartlandırılmış halk kitlelerinin içinden geliyoruz. Kitap yasağının yadırganmadığı,bilgilenmenin zaman zaman cesaret işi sayıldığı bir ülkenin insanıyız.
İnsanların varlığını belirleyen şey,bilinçleri değil;tam tersine,onların bilinçlerini belirleyen toplumsal varlıklarıdır.
Nazım Hikmet
Delikanlı !
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kainatın en mükemmel şeyidir.
İnsanın aşağılanmasına karşı tavır almak gerekir. Gösterilmek istendiği gibi insan doğuştan suçlu doğmaz. Her şey yaşanan toplum içinde sonradan şekillenir. İnsan, kimsenin lütfuyla insan olmamıştır.
Ne türlü koşullar altında olunursa olunsun, hiçbir düzenin hiçbir kişiyi üretim dışı işsiz bırakmaya hakkı yoktur. Üstelik tarihin hiçbir döneminde emek, bu denli insanın kişiliğini yitirmesi yönünde kullanılmamıştır.
Dar çerçeveli ve yüzeysel günlük yaşam için gerekli bilgiler, "yüksek basınç satıcıları" da denen reklamlarla yayın organları aracılığıyla kendisine dışarıdan verilmekte... "Falanca çamaşır tozunu kullan", "Filan elbiseyi giy", "Akşama şu içkiyi içmek zorundasın" gibi... Ama bu arada düşünmeye kesinlikle gereksinmesi olmadığı da ısrarla telkin edilir . Tek amaç, kendi dışındakiler için yaşaması ve yine onlar için çalışarak üretimi arttırması ve tüketmesidir.
İnsan, bugüne değin biriktirdiği erdemleri giderek yitirmektedir. Çalışma ve düşünce alanı daralmakta, yozlaşmaktadır. İnsan, hayvanat bahçelerindeki kafeslerde yaşayan maymunlar gibi, özünden yoksun ve sadece yapısal bakımdan "sözde insan" ya da "insan benzeri" bir insan örneğine dönüştürülmek istenmektedir.
Ya özgürlüklerimizden, kişiliğimizden vazgeçecegiz ya da sermayeyi bir kaç kişinin malı olmaktan çıkaracağız.
Insancıklar
Taylor, işçilere, "Düşünce elle yapılan işin gücünü azaltır. Bundan dolayı size düşünmeyi yasak ediyorum. Bu düzende düşünmeleri için başkalarına para verilmektedir, yani onlar sizin yerinize düşünmektedirler," diye seslenmektedir. Bu dehşet verici öneriler bütün çalışanlara yansıtılmakta, insanlar sürekli düşünceden yalıtılmaya çalışılmaktadırlar.
Sınıflı toplumlarda bu görüş, bugünkü hükümet gündemlerinin temel maddesini oluşturmaktadır. Bu düzenlerin temel sorunu, düşünceden yoksun, dışarıdan önerilmiş basit refleksif hareketleri kendi orijinal davranışları sanarak, sorumsuz-kuşkusuz "uyruk" yaşamını gerçek insan yaşamının yerine koyabilecek yeni bir insancık türü "kitle insanı" oluşturabilmektedir. Beyin ve sorumluluk duygusundan arınmış, makine ya da bilgisayarın sorunsuz bir parçacığı ha line gelmiş yeni bir insancık türü....