Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
🖋 Mühür İki gözün iki saltanat mührü Kür nehri gibi dalgalı ve menevişli At başı gibi görklü,kız başı gibi erkli Delilde doyurgan, kararda buyurgan Kuzey yıldızları gibi hareketli
"AMAN BRE DERYALAR" türküsünün hikayesi
Yusuf ile Feride birbirlerini çok severler ve kendi aralarında nişanlanırlar. Ancak aileleri bir türlü evlenmelerine razı gelmez. Yusuf bir gün kafasında bir plan yapar. Arda Nehri’ni sevdiğiyle geçerek izlerini kaybettirip yeni bir hayat kurmayı düşler. Bu durumu Feride’ye anlatır. Birlikte bir gece kaçarlar. Kayıkla Arda Nehri’nden geçmek için
Reklam
Komparsita
Rüzgarlı, serin, dalgaların kıyıyı dövdüğü bir günün öğleden sonrası. Eskiden açık hava düğünlerinin yapıldığını düşündüğüm, omuzları çökmüş, dilsiz yıkıntının misafirleriyiz. Bar tam şu köşedeymiş diye geçiriyorum içimden. Işıklar sönüyor gelin ve damat el ele giriyor kapıdan, gece, spotlar onların üzerinde. Alkışlar, ıslıklar, duyamadığım bir
Sır
Cevaplamak istiyorsun soruları, çözmek istiyorsun hatıralarındaki eski bulmacaları Aramak istiyorsun dünyanın zalim darbelerini Bilmiyorsan eğer küçük kelimeleri, nasıl tutacaksın ağır sırları?   Ne kadar istesen de söylemeyeceğim sana Öğrenmeyi arzulayacaksın, susuzluğunu gidereceksin yeryüzünün kaynağından Bildiğin öğrendiğin şeylerle, sonu yok şafağın Hayatının içinde, sadece orada hatırlayacaksın Ne bulacağını bu ipliklerde; dokunan, bizi bunaltan ve soluklandıran ruhu   Eğer kararıyorsa gün, doğuyor uzak bir yerde, uyan. ve eğer bulutlanıyorsa gün, korkutmasın seni, tut ışığı kalbinde ve yıldızlardan damla damla düşüyor avuçlarına ışık, Tutuyorsan yıldızları iki elinde, isteme bundan fazlasını. ve bir gece gönder kayığı unutulmuş kıyıya Rüyanın okşayışı, bir işaret koy, korkma havadan Su ve naneyle besle dünyayı, sadece bunu istiyorum senden İki yaprak nane bağışla dünyaya kurtar sırrı.
Yalansa
Abartmayı seven bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir dostuna : -Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an yazıp bitirdim ,demiş . Az sonra dostu söze girmiş : - Geçen Ramazan ‘da Kandilli’ye ,bir iftar yemeğine gidiyordum.Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki... Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalar arasında arasında sallanırken iftar oldu , toplar atıldı .Ben de sigaramı Kandillerden yakıp orucumu bozdum. Mustafa İzzet Efendi bağırmış : - Yalan !.. - Yalansa , senin dün gece yazdığın Kur’an-ı Kerim çarpsın. (Hoşuma gitti paylaşmak istedim).
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.