Samle Çağla yazdı...
MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla
Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
Neşeli sesleri birbirine dolanıp büyüdü, büyüdü, büyüdü... Çevrelerine sevgiden oluşma saydam bir duvar ördü.
Buna bazıları "ev", bazıları da "cennet" diyordu.
Hiç ara vermeden "Hayat bazen tatsızdır." diye devam etti. Bizden bir şeylerimizi alır. Bütün kedilerden almıştır. Benden de aldı. Sizden de almış. Yine de saçma sapan hayallerin peșinden koșmak yerine hayatı doyasıya yaşamak gerekir. Yitirdiklerimize karşın elimizde kalanlarla mutlu olmamız da tabii ki. Bakın, bu konuda benden şanslısınız. Hâlen birbirinize sahipsiniz. Bununla yetinin. Neden mi? Çünkü simdi arayp durduğunuz
cennete bir gün istemeseniz de gideceksiniz. Oysa bu hayata bir kez gelinir. Değerini bilmek gerekir.
Öyle ya, işin içinde gidip dönmemek de vardı. Yine de serüven kaçınılmazsa her anından keyif almak gerekirdi. Zaten hayat da aşağı yukarı böyle bir şeydi işte.
Belki de kardeșe sahip olmak aklının ikiye katlanması demekti. Öyle ya, bir akıl senden, bir de kardeşinden. Bu șekilde hayatı anlamak daha kolay olabilirdi.
Üf, neyse, zaten bu gibi durumlarda zaman hiç önemli değildir. Sevdiğiniz biri sizden ayrılıca, hayata özgü pek çok şey gibi zaman da anlamını yitirir. En azıdan bir süreliğine.
Biraz dinlenmek için bir kaldırım kenarında durdu. Çevresinde akıp duran hayat fark etti o anda. Telaș ve heyecanla koşarken dikkatini çekmeyen her şeyüstüne üstüne gelir gibiydi.