Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanoğlu bir şey uğruna yaptıklarını, çoğu kez, o şeyin kendisinden daha değerli bulur.
İnsanoğlu için akıl, akıl dışının becerikli bir kölesidir. İnsanoğlu aklı, önüne koyduğu hedefleri belirlemede değil, akıl dışı süreçlerle belirlediği hedeflere varmakta kullanır. Akıl, komşu ülkeye savaş açarken değil, o savaşta şehirleri yok edecek bombaları imal ederken işe yarar.
Reklam
Bir akvaryumu yazmak, akvaryumda yaşamaktan kolaydır. Bu yüzden her dize biraz eksik, her şiir biraz yalandır. Yılmaz Odabaşı
On ayrı ağızdan söylenen yalan, kısa sürede kendi kendine ayakta kalabilecek bir omurga edinir.
Fikrimce gerçek aşk ihtiyat, tevazu ve hatta aşığın maşuka karşı çekingenliği içinde ifade edilir. Asla ihtiras içinde kendini kapıp koyuvermekle ve zamansız samimiyet gösterileriyle değil. Karl Marx
Dominoya ilk dokunan, mutlaka dominonun altında kalır. Süreci ilk başlatan, süreci yönetemez; süreç kısa sürede kontrolden çıkar. Başlatanlar, kendi ürünleri tarafından tasfiye edilir. Topluma radikal bir düşünceyi/inancı dayatanlar, kısa bir süre sonra bu düşünce/inanç tarafından düşman ilan edilir. Bu frankestein yasasıdır ve logaritmik süreçlerle frankestein yasası daima iç içe işler. Her sistem, kendi ürettikleri ile önünde sonunda karşılaşır ve her sistem kendi ürettikleri ile yıkılır.
Reklam
Mutluluk duygusunun saf halinde gerçekleşmesi için kendi dışındaki bir şeye gereksinimi yoktur. Mutluluk, teşhire ihtiyaç duymaz. "Bakın biz mutluyuz" fotoğraflarında eksik olan şey mutluluktur ve bu fotoğraflar, izleyicilerine tam da bunu tamamlamak için gösterilir. İçerikteki eksiklik izleyicilerin "aa evet mutlular" yargısı ile takviye edilir. Mutluluk söylenen değil olunan, gösterilen değil yaşanan bir şeydir.
Karşısında sustuğun, karşılık vermediğin, meydanı bıraktığın her saçmalık büyüyerek tekrar karşına gelecektir. Bugün “muhatap almaya değmez” dediklerinle yarın zorunlu olarak muhatap olacaksın. Bugün görmezden geldiklerin, yarın büyüyerek gözüne sokulacaktır. Bulaşmak istemediklerin, yarın sen istemesen de sana bulaşacaktır. Bugün yolunu değiştirip kurtulduğunu zannettiklerin, yarın yolunu kesecektir.
Yeni başlayanlar için Lem Bu liste tamamen kişisel bir listedir, bir başkası bu sıralamayı baş­ka bir şekilde yapacaktır. Liste, 2015 yılı itibariyle Türkçe'de basılmış olan kitaplardan seçilmiştir. Mutlaka Okunması Gerekenler 1 . Yıldız Güncesi 2. Gelecekbilim Kongresi 3. Solaris 4. Küvette Bulunan Günce Okunması Gerekenler 5. İnsanın Bir Dakikası 6. Soruşturma 7. Yıldızlardan Dönüş 8. Aden 9. Dünyada Barış l O. Hayali Büyüklük l l . Mükemmel Boşluk 12. Siberya
Ancak bilmediğim neden­ lerden ötürü "Lehçe özgün dilinden çeviren : . . . " ibaresini henüz hiçbir S. Lem kitabında görmedim. Kütüphanemdeki İletişim yayınları'ndan çıkan S.Lem kitaplarından birisi Almanca'dan, sekizi İngilizce'den çevrilmiştir. Kalan üçü belirtilmemiş olsa da Lehçe'den çevrilmediği kesindir.
Reklam
S. Lem'in kitaplarının en büyük şanssızlığı bunların özgün dilinden çevrilmemiş olmasıdır. Aslında bu şanssızlık, S. Lem'in değil bizimdir. Bu durum bazı metinlerinde o kadar göze çarpar ki "Bu tatsız tuzsuz metni S.Lem mi yazmış? " sorusunu akla getirir. Türkiye'de Lehçe bi­len kimse yok mudur? Elbette vardır. Ve hatta S. Lem'in kitaplarını özgün dilinden çeviren çevirmen de vardır.
Vasat Edebiyatı yazarları, bir kitap yazdıktan sonra bu kitabı mutlaka siyasal bir çıkış veya siyasal bir polemikle gündeme getirmektedir. Bu yazarlarda çok sık rastladığı­ mız bir özellik, romanları hakkında konuşurken bile edebi terminolojiyi değil, siyasal bir terminolojiyle konuşmaktır. Bunun nedeni, yazdık­larının edebi açıdan kayda değer bir özellik taşımıyor oluşudur.
Bir yazarın en önemli şeyi vicdanıdır. Vicdan ancak bağımsız oldu­ğu zaman var olabilir. Yazar, sırtını dayayacağı bir güç arayışına girdiği anda ruhunu ve vicdanını yitirir. "Hem para alının hem de özgürce ya­zarım" demek, bir sefaletin gülünç halidir.
Ülkemizde rezil olmanın hiçbir yolu yoktur. Edebiyat iklimimiz öyle bir iklimdir ki; intihal de yapsanız, başkasının kitabını da çalsanız, böylesi utanç verici hareketler de yapsanız hiçbir entelektüel yaptırımı yoktur. Edebiyat dünyamız "her şeyin olabileceği" ancak "sanki hiçbir şey olmamış" gibi davranmamn dünyasıdır.
Türkiye'de hakkında eleştiri yazdığı kitabı okumayan eleştir­men vardır. Bu bir abartı değil. Türkiye'de kendi yazdığı kitabı oku­ mayan yazar bile vardır! Bunlar, asgari bir kültürel atmosferde insan içine çıkılamayacak kadar utanç verici olaylar kabul edilir. Ancak ülke­mizde hiçbir şey olmaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.