Birinin adını öğrenmek varlığının yarısını ele geçirmektedir, gerisi parçalar ve ayrıntılardan ibarettir. Çocuklar bunu bilirler. Bir yabancı isimlerini sorduğunda içgüdüsel olarak söylemeyi reddetmeleri bundandır. Çocukken isimlerin gücünü idrak eder, ama büyüdükçe unutuveririz.
Kadın inci gibidir . Bazen senelerce, bazen de bir ömür boyu bir istiridyenin içinde saklar kendini. Fakat bir kez gün ışığı gördü mü çabucak unutur geçmişini. Geçmişte ne kadar saklanmışsa o kadar seyredebilmek ister; ne kadar kapalı kalmışsa o kadar açığa çıkmak ister. İşte o an çıkıp geldiğinde, artık ona kimse mani olamaz. Kendi bile.
Akıl çıkarcıdır, kolay kolay yıkılmaz.
Aşk ise ha bire kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki
hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur her
zaman. Ne varsa harap bir kalpte var
Akılcı kararlar alıp planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Halbuki balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi? Bu sadece sahte beklentiler ve hüsranlar yaratır.
Aşk
Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir, ama tüm dönemeçler yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de hayat karşısında çaresizsin.
Aşk bir milat demektir. Şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir.
Ayçiçeği güneşe âşık olunca gülmekten kırılmış bütün bitkiler. Güneş gökyüzündeki tahtından bir an bile ayrılmaz. Kudretli ve ulaşılmazdır. Sen kim o kim? Vazgeç bu sevdadan demişler hep bir ağızdan.
Ayçiçeği sesini çıkarmamış. Sevdalı gözlerini dikmiş güneşe; bakmış bakmış bakmış.
Uzun müddet hiçbir şeyin farkına varmayan güneş, nihayet bir gün, ayçiçeğinin bakışlarını hissetmiş üzerinde. Önce geçici bir heves sanmış, ama zamanla yanıldığını anlamış. Ayçiçeği öyle inatçıymış ki, güneş tahtını nereye taşırsa yılmadan usanmadan o yöne çevirmiş başını.
Derken bir öğleden sonra, artık bu takipten bıkan güneş sapsarı gazabıyla kavurmuş ayçiçeğini. Daha simsiyah duman tüterken üzerinde, insanlar akın etmişler olay mahalline. Yaşasın! demiş içlerinden biri. Şimdi ne güzel çitleriz bu aşkı.
Aynı gece televizyon karşısında acıklı bir aşk filmine gözyaşı dökerken, çitlemişler ayçiçeklerini.
İnsan ilk defa gördüğü birine ilk defa görüyormuş gibi bakmalı. Daha evvel gördüklerine bakar gibi değil. Yani her yeni insan bir muamma demek; bilinmeyen bir şeyler var orada. Yeni yürümeye başlayan çocuklar bunu bilir. Böyle bakarlar işte her şeye, hayretle