Yıllarca inzivaya çekilmiş bir gezgindi.
Bir gün bir rüzgar esti, içine huzur verdi.
Kalktı hiçbirşeyini almadan yürüdü, yürüdükçe Bir şehrin kapısına kadar gelmişti gezgin.
Rehberlik eden klavuz duygular onunla beraber girmişti şehrin kapısından içeriye.
Gezgin şehrin içindekileri seyrederken yürüyordu sağına soluna bakmadan.
Bir ara birşey sormak için döndüğünde kimse yoktu, klavuz duygular çoktan gitmişti Noel babanın peşinden.
Bir başınaydı gezgin onu bu şehre sürükleyen rüzgar yoktu artık, klavuz duygular onu şehrin kapısına soktuktan sonra gitmişti.
Şehrin içerisinde yalnız hissediyordu gezgin.
Müptelası olduğu klavuz duygular onu onun şehrinde yalnız bırakmıştı.
Bağırdı çağırdı nidalar attı,duyan olmadı.
Sustu yok oldu gizlendi duyan olmadı.
Onu buraya kadar getiren o rüzgarın onu böyle cehennem yerinde bırakacağı meçhul ama şüpheli idi.
Gezgin biliyordu herşeyi ama susuyordu.
Susmak çözüm değildi.
Ya o kapıdan tekrardan çıkacaktı yada o şehir onun mezarı olacaktı.
Klavuz duygular olmadan nasıl çıkabilirdi o şehirden...