Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Doğu vilayetlerinde hoşnutsuzluğu ve anarşiyi sürekli kılmak, Çarlığın işine geliyordu. Kafkasya'da zindan cezasına mahkum edilen Ermeni ihtilalcileri veya çeteleri Türkiye'ye giderek isyan çıkartmaları şartıyla serbest bırakılıyordu."
"...bir olay meydana geldiği zaman sağduyu sahibi bir kimsenin aklına gelmesi gereken şeylerden birincisi, bu olayın sebeplerini ve faktörlerini aramaktır."
Reklam
Bu devirdeki fikir akımlarının da ilk ve ortaöğretim üzerinde etkilerini görmek mümkündür. Başlangıçta ilköğretimin amacı "İslamcılık"; ortaöğretimin amacı "Osmancılık" siyasetine uygun yürütülüyordu. Fakat devrin sonlarına doğru, her iki akım tamamiyle terk edilmemekle birlikte, "Türkçülük" okulların amaçları arasına girmeye başlamıştır. Bu bakımdan ilk ve orta öğretimin siyasi hedeflerini açıklığa kavuşturmak zordur.
Sayfa 164Kitabı okudu
2.Abdülhamit devrinin ilk yıllarında, maarif yatırımlarına tahsisat ayırmak şöyle dursun, devlet hazinesi cari harcamaları karşılayamıyordu. Yani hazine bomboştu. Dış borçlar ertelendiği için, devletin kredisi de yoktu. 1876'dan önce yapılan ve 2.Abdülhamid'in devraldığı dış borçların, faizleriyle birlikte, toplam miktarı 278.082.073 Osmanlı lirası tutuyordu. Buna bir de Rusya'ya ödenecek olan 34 milyon liralık harp tazminatı eklenmişti. Devlet gelirleri dış borçların yanında hiç denecek kadar azdı.
Sayfa 158Kitabı okudu
Tanzimat devrine nazaran nicelik, nitelik ve taşraya yayılması yönünden Darülmualliminler çok daha iyi bir seviyede olmasına rağmen, öğreten bulma ve yetiştirme sorunu 2.Abdülhamid zamanında da sürüp gitmiştir. Çünkü, yeni iptidai, rüşdiye, idadi okulları açıldıkça öğretmen ihtiyacı, önceki yıllara göre, daha da çok artmıştır. Maarif Nesareti veya hükümetler, artan öğretmen ihtiyacını karşılamak için Darülmualliminlere kâfi derecede ve yetenekli talebelerin bulunamayışı sorunu karşılarına çıkmıştır. Buna da çare bulamamışlardır. Dolayısıyla başka kaynaklara müracaat yolu denenmiş, fakat bu da sınırlı olmuştur. Böylece öğretmen sorunu devam etmiş ve o şekilde İttihat ve Terakki hükümetlerine devredilmiştir.
Sayfa 157Kitabı okudu
Zengin aileler, çocuklarının kabiliyetlerine bakmadan sırf gösteriş için veya itibar sağlamak amacıyla Mekteb-i Sultani'yi tercih ediyorlardı. Fransızca'nın moda olması ve biraz da üstünlük sağlaması, onların yaşayış tarzlarına uygun geliyordu. Nitekim kısa zamanda halktan ayrılan bir zümrenin doğmasında bu tutumun etkisi büyük olmuştur.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Galatasaray Sultanisi tek başına lise öğretimine vermeye devam etmiştir. Osmanlılık fikrini aşılamak için, uygulama sahası olarak açılan bu okul, 1877 yılına kadar Türk ve Müslümanlardan ziyade gayr-i müslüm unsurlarının işine yaramıştır. Zira bu okul, Türkler arasında Osmanlı toplumundan kopuk, Fransız kültürü etkisinde kalmış, Batının dış görünüşüne hayran bir aydınlar zümresi meydana getirmiştir. Bulgar, Rum, Ermeniler için de, bunun tersine, milli duyguların aşılandığı yer olmuştur.
Sayfa 136Kitabı okudu
Bu devirde rüştiye öğretim kadrolarına çeşitli okullardan mezun, herkes öğretmen olarak alınmışsa da çoğunluğu Darulmuallimin çıkışlı kimselerdir. Her rüştiyede mutlaka Darülmuallimin diplomasına sahip, hiç olmazsa, bir öğretmen bulundurulmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca taşra rüşdiye öğretmenlerinin maaşlarına bazı defalar zam yapılarak, hem öğretmenlik cazip hale getirilmeye hem de maaş azlığı yüzünden istifalar önlenmeye çalışılmıştır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Bugün, ilk ve orta okullarımız sadece okuma yazma bilen, bankalara müstahdem olabilen üretime katkısı olmayan başıboş veya hedefsiz nesiller yetiştirmekten öteye bir iş yapmamaktadırlar. Zaten, bu iki okulun görevi ve hedefi tesbit edilmiş değildir. Dolayısıyla, ne ferdin ne de devletin menfaatine uygun eğitim yapmaktadır. Bugünkü mevcut eğitim çıkmazımız ve çelişkimiz maarifçilerimizin geçmişteki tecrübeleri ve düşünceleri yok saymalarından ileri gelse gerekir.
1882 Yılındaki Vesika
Memelekette maarifçe en geri olan Müslüman halktır. Köy ve nahiyelerde Kur'an'ı biraz heceleyebilecek bir adam bayağı âlim geçinmektedir. Bu durum memleketi ticaret ve servetinin gayr-i müslümlerin eline geçmesini ve böylece Müslüman halkın mahrumiyetine sebep olmaktadır. Bu yüzden zenginlerin evladının tahsiline mahsus mekatib-i idadiye teşkilatından ziyade, vilayetlerde halk çocuklarına hiç olmazsa Türkçe okuyup yazma ve dört işlemi bilecek kadar tahsil verecek mekatib-i iptidaiyenin teşkili maarifi yayma siyasetine uygundur.
56 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.