Bir gün eve gelen bir kargodan çocuk çıkabilir :). Olmaz demeyin çünkü oldu. Berti Bartolotti bellek güçlendirici sipariş etmişti uzun zaman önce ama onun yerine konserve kutusuyla gelen bir çocukla karşılaştı. Zaten olaylar da bunun üzerine hız kazandı. Konrad babasını eczacı Bay Egon olarak seçti. Daha sonra Konrad okula başladı, Kitti ile arkadaşlıkları sevgili boyutuna ulaştı derken bir gün fabrikadan haber geldi. Konrad o eve yanlışlıkla yollanmıştı ve Konrad'ı geri alacaklarını söylüyordu fabrika ama bunun olmaması için hepsi de ellerinden geleni yaparak bunun önüne geçtiler.
Kitaptaki heyecan çok iyiydi. İnsana olağanüstü durumlarda nasıl davranılmasını öğretiyor ve bazı sözlerle insanlara nasihat veriyor kitapta yazar. Bazı bölümlerde uygunsuz sözler ve durumlar var ama yazar bunların aslında yapılmaması gerektiği mesajını veriyor diye düşündüm. Sonuna kadar büyük heyecan içinde okudum kitabı. Benden bu kadar, kalanını okuyunca görmeniz dileğiyle iyi akşamlar. :)
"Hep başkalarının ne yaptığına bakarsan, sen de hep onların yaptığını yaparsın; sonunda da onlardan biri olur ve kendi kendine bile katlanamamaya başlarsın."
Zaman zaman çocuk edebiyatına dair kitaplar okuma isteğim oluyor, gerek çocukluk gerekse üniversitede çocuk edebiyatı dersinden kalma sevilen bir alışkanlık diyelim. Onlardan birinin incelemesi ile huzurunuzdayım.
Eser, çocuk edebiyatına dair okuduğum ve dokunduğu hassas noktalar bakımından ilgi çeken başarılı bir eser. Nöstlinger için de başarılı bulduğum bir yazar diyebilirim.
Olay örgüsü basit bir kurguya dayansa da anlam tabakasına inildiğinde krallık, aile, ailedeki baba figürü ve diğer fertlerin bu figür ile ilişkisi gibi kavramlara temas etmesi açısından önemli bir eser olduğunu söyleyebilirim. Spoiler vermemeye çalışarak biraz bahsedecek olursam temelde ailenin bir "Salatalık Kral" ile karşılaşması ve o salatalık kralın onların hayatına etki etmesi söz konusu. Bu Salatalık Kral "kendini beğenmiş, halkına karşı olumsuz davranışlarda bulunan ve diğer insanlar tarafından sürekli pohpohlanmaya, saygı görmeye çalışan bir kral. Hani derler ya "Saygı verilmez, kazanılır." diye. Bahsedilen kral bu niteliklerden yoksun bir kral. Salatalık Kral o karakterde olan insanlara aslında bir eleştiri niteliğinde.
Diğer bir eleştiri noktası da kitaptaki baba figürü. Ataerkil, kendi söylediklerinin olmasını isteyen, geleneksel değerlere bağlı ve insanları dış görünüşlerine göre yargılayan biri. Enteresan olansa Salatalık Kral'a saygı gösteren karakterin baba olması.
Yalnızca çocukların değil yetişkinlerin de okumasını dileyeceğim biraz saçma görünse de akıcı ve anlamlı bir eser. İçinde fantastik ögelerin bulunduğu eserler için "saçma" dememem gerekir aslında. Keyifle okunması dileğiyle.
Frida ilk sayfayı okumaya başladı: "Bir ülke var, orada tüm insanlar mutlu. Tüm çocuklar da. Kimseyle alay edilmez orada. Herkes birbirine yardım eder."