Şu vicdan azabı, bedeni acılarını artırıp hastalığını onulmaz hale getirmekteydi.
Sayfa 129 - KültürKitabı okudu
"Kör olasıca kalp! Hâlâ onu seviyorsun! "
Sayfa 121 - KültürKitabı okudu
Kendisi gibi yaratılıştan kıskanç olan kadınlar, sevgilerine karşı yapılan hakaretlere mümkün değil sabırla tahammül edemezlermiş, "Kadın gönlüyle şaka olmaz." "Kadınların gönlü oyuncak değildir."
Sayfa 120 - KültürKitabı okudu
Suphi'yi düşünmek bile Muhsin'in kocalık haklarına karşı bir tecavüz, bir ihanet değil midir? Fakat bir içgüdünün hükmüne de karşı durmak mümkün değil ya.
Sayfa 120 - KültürKitabı okudu
Artık maneviyatça yok olmuş gibiydi.
Sayfa 119 - KültürKitabı okudu
Teminatsız alınacak para ise adeta bir sadaka demekti.
Sayfa 114 - KültürKitabı okudu
Onun hesabına göre, yaşamak her durumda yaşamaktır.
Sayfa 111 - KültürKitabı okudu
Sanki kalbi katılaşmış, hissiyatı kaşarlanmıştı.
Sayfa 10 - KültürKitabı okudu
Sevmek, sevilmek! İşte şu dünyada insanın biraz yüzünü güldüren saadet bu nimetten ibaretti.
Sayfa 105 - KültürKitabı okudu
Dünyada yaşayış neden ibaretti? Bu genç yaşında da zevk ve sefa sürmedikten sonra niçin dünyaya gelmeliydi? Ayıplayacaklarmış!.. Adaam! Şu zevk ve sefa ne kadar geçici olsa yine dünyanın yorgunluklarından hayırlıydı ya.
Sayfa 104 - KültürKitabı okudu
Farkında olmadan denize düşüverip gebermeyi arzu ediyordu. Fakat denize bir adım daha yaklaşmaktan çekinmekteydi.
Sayfa 103 - KültürKitabı okudu
Bu keşmekeşten, bu ıstıraptan, bu ümitsiz hayattan kurtulmak için yalnız bir çare görüyordu: intihar! Fakat şu düşünce aklına geldiği zaman tüyleri ürperirdi. İçine bir soğukluk düştü. Sanki ölüm karşısına geçmiş de çukur gözleriyle kendisine bakıyor gibi geliyordu.
Sayfa 103 - KültürKitabı okudu
Şu cılız, şu soluk, şu çirkin çirkef için mi bu kadar fedakarlığı göze aldığını nefsine sormaktaydı. Aşk ha! "Ne iğrenç düşünce! Ne iğrenç tasavvur!"
Sayfa 101 - KültürKitabı okudu
Vicdanından utanmaya başladı.
Sayfa 101 - KültürKitabı okudu
İşte hissediyordu ki gönlünde, gönül neresiyse orada, şu karı için bir eğilim, şiddetli bir yönelim var. Bu meyil, bu ilgi düşüncesini daima Ürani'ye doğru çekiyordu.
Sayfa 94 - KültürKitabı okudu