“Başka biri oluyorum," dedim sana. "Evde başka, işte başka, sokakta başka." Deniz kıyısında, ormanda, kitap okurken, film izlerken, yemek yerken, kızarken, mutluyken, sevişirken, âşık olurken başka.
Dedin ki, "Onları tanıştırsana."
" Bu şehirde her şey olur.Başka şehirlerde olmayan.Çok fazla şey.Omzuna vurur, olur böyle derler.Sonunda inersin kıyıya, kaldırımda oturursun.Hazırda rüzgâr da vardır.Suya bakarsın önünden geçen.Uzun Uzun. Olur böyle şeyler, dersin sen de. Bu şehirde böyle olur."
"
Bir berbere çırak olup duyduklarımdan üç yüz altmışbeş sayfalık küçürek öyküler kitabı oluşturmak istiyorum.
Bilge:Niçin?
Vüs'at:Ömrün yetmez.
Yusuf:Yaşın tutmaz.
Ferit:Yazıldı.
Hulki:Yazılanı okursun, önce yaz.
Necati:Sinekkaydı olsun."
"Bir yere mi gidiyorsun?"
"Öyle görünüyor."
"Nereye?"
"Tam olarak bilmiyorum.Kimse bilmiyor."
"Ama kestirebiliyorsun."
"Anladın işte,yine de bilemiyorsun."
"Hep ' bir yerlere' gidiyor insanlar bir yaşına kadar, sonra 'bir yere' doğru gidiyor, anladığım."