Tuncay Yılmazer
“Gelibolu’da savaşan tek millet yahudiler değildi. Yeni Zelanda’dan Fransa’ya birçok millet Britanya’ya bağlı bir şekilde Çanakkale’ye gelmiş ve Türklere karşı savaşmıştı. Ancak hiçbiri kendi
müstakil bayrağını taşıma hakkını sahip değildi. Bu noktada katırcı siyonistlere bir iltimas geçildi ve kendi bayraklarıyla savaşma hakkı verildi.”
Sayfa 26 - Aktüel Tarih DergisiKitabı okudu
Hamilton'un bir raporunun son cümlesi.
"Çok cesur harbeden ve iyi sevk ve idare edilen asil Türk Ordusu'nun karşısında bulunuyoruz."
Sayfa 208Kitabı okudu
" 'Bazı kanaatler vardır ki' diye yazar Mustafa Kemal, Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe'nin Conkbayırı taarruzunu anlattığı bölümünde 'onların hesap ve mantıkla izahı güçtür. Özellikle muharebenin kanlı ve ateşli safhasındaki duyguların doğurduğu kanaatler..."
Sayfa 186Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in kaleminden.
"Dört aydan beri ilk defa bir dereceye kadar saf hava teneffüs ediyordum. Gerçekten Arıburnu mıntıkasının ateş hattında ve o hatta bitişik karargahlarda yaşayanların teneffüs ettikleri hava insan cesetlerinin kokmasıyla kimyasal niteliğini kaybetmiş bir hava idi."
Sayfa 186Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in Anafartalar Grup Kumandanlığı'na atanması ile ilgili:
"Yarbay Fahreddin Bey'in ifadesiyle, 'Kolordu komutanlığı ona çok görülürken neredeyse bir ordu gücünde kuvveti yönetecek konuma' gelmiştir."
Sayfa 185Kitabı okudu
"Dokuz bin! Bugün Kanlısırt'ı gezmek belki on dakika bile almaz. Ancak beş gün içerisinde her iki taraftan toplam 9 bin kayıp verildiğini öğrenmek insanı ürkütür."
Sayfa 153Kitabı okudu
24 Mayıs ateşkes günü
"Elbiselerinden kopardıkları düğmeleri bizim askerlere bir anı okarak veriyorlar, bunun karşılığında da kendileri için harp anısı istiyorlardı. O zaman bizim elbiselerin düğmeleri gizli (içten) olduğu için bir şeyler araştırmışlar, ufak para gibi anılar elden ele geçmişti. Bir yandan da çikolata, şeker ikram edip işaretle konuşmaya başlamışlardı." (Yarbay Fahrettin Bey)
Sayfa 121Kitabı okudu
24 Mayıs ateşkes günü cesetlerle karşılaşınca:
"İçlerinden biri mezarları işaret etti: 'İşta siyaset.' dedi. Sonra cesetleri göstererek: 'İşte diplomasi. Allah bütün biz zavallı askerlere acısın.' dedi." (Aubrey Herbert)
Sayfa 120Kitabı okudu