"İnsanlık bir olgudur dedi.
O olgudan kim bir lokma yerse, alırsa ve üzerine sürerse onunla boyanırsa o zaman insan olur. Bazıları o boyaya kendilerini olduğu gibi batırır. O olgudan başka hiçbir şey onlarda gözükmez."
Yaşamın sadece yeme içme, üreme ve gezip eğlenmekten ibaret olmadığını çok güzel bir şekilde anlatıyor.
Ruhunuzun derinlerinde hep bir eksiklik hissediyorsanız bir arayış içindeyseniz, günlük yaşamdaki basit şeyler için kendinizi "kaybetmiyorsanız" tam sizlik bir kitap.
Sakin kafayla sindirerek okuyun.
Artık bir çok şey ve kişinin ne kadar da aptalca yaşadığını, insanlığın ne olduğu hakkında hiç bir fikrinin olmadığı gibi önemsemediğini de daha iyi anlayacaksınız.
Yolun aslında başında olduğunuzu fark edip ne için yaratıldığınızı anlamak için bir başlangıç yapacaksınız.
Okudukça insanlara kızmayı bırakıp onlar adına üzüleceksiniz.
Veeee bu daha başlangıç.
İnsanların hayal olarak gördükleri hikaye olarak baktıkları şeyleri okuyunca şaşıracak. Hatta bazı kısımları yaşayacaksınız. Belki de yaşadınız.
Bir insanın zararı yoksa ,yararı da yoksa iyidir anlayışı yanlıştır.İnsan yararlı olmak zorundadır.Onun yararsızlığı da zarardır.Aklıyla ,gönlüyle her şeye hazır ve yararlı timsal olacaktır .