Türk milleti, millî varlığını, dinini, vatanını emperyalist işgalcilere karşı kanının son damlasına kadar korumasını bilir. Hiçbir zaman esir olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Düşman ne kadar güçlü, ne kadar modern silahlarla donanmış olursa olsun Türk milleti, sonuna kadar köle ve sömürge olmamak için imanıyla direnecektir. Dinini, dilini, kültürünü, bütün millî varlığını özgürce yaşayabileceği tam bağımsız ve bağlantısız hür bir Türk vatanı ve devleti onun başlıca hedefidir. Buna engel olmak isteyenlerin sonu hüsran olacaktır.
Âkif, İstiklâl Marşı'nı şiirlerinin toplandığı kitabı olan Safahat'a almaz. Kitabı almama sebebini şöyle açıklar: "Onu millete hediye ettim. Artık o milletindir. Benimle alakası kesilmiştir. Zaten o milletin eseri, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım."
1911'de Trablusgarb, 1912'de Balkan, 1914'te Birinci Dünya Savaşı'na girdik. Bütün bu savaşlardan yorgun düştük. Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmadı.