Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
onun için mücadele etmedim, o da etmeyeceğimi biliyordu zaten. belki de ona aşık olduğuma inanmak istedim ama olmadığımdan korktum, hissetmediğim duygularla yüzleşmektense londra'daki araf'ımızda kalmayı tercih ettim. belki de şüpheyi bilgiye yeğledim.
Araf'ın bana "Kaybetme" dediği gün geldi aklıma. Gerçekten de o günden sonra kaybetmemiştimhiç ama içten içe ne olduğunu bilmediğim bir şeyleri kaybetmiş gibiydim. Avuçlarımı açtığımda kazanç göremiyordum bulmacalar, sorunlar ve kördüğümlerden ibaret gibiydi her şey.
Sayfa 363 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Araf suresi
Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. Araf Suresi 187 ayet
Araf ~°•
"Serra" dediğini duydum. Sözünün devamını getirmesi için durup bekledim. "Hera" diyerek ismi düzeltti ve iki cümle söyledikten sonra yanımdan geçip benden önce odaya girdi. Koridorda yalnız kaldığımda o iki cümlenin yankısı hala zihnimdeydi. " Ölmesi gerekenlerin sadece Başkan ve Cengiz olduğunu söyledin. Kuzey'i listeye eklemedin "
Sayfa 342 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Araf Suresi 182 ayet
Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince, biz onları, bilemiyecekleri yönlerden derece derece düşüşe yuvarlayacağız..Araf Suresi 182
❝ Lâmekân..
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim .. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım
Reklam
Öyle gibi...
"Siyah, renkleri yutar." "Siyah, renkleri kendine saklar," dedi. Gülümsediğinde çenesinde bir gamze belirdi. Bakışlarım oraya takıldı. Kesinlikle Araf'ın dediği kadar iyi bir oyuncuydu. Ya şu an bana ya da Cennet'teki insanlar karşısında rol yapıyordu ve hangisinin gerçek olduğu kesinlikle anlaşılmıyordu. Bu adamı çözmek çok zordu. Bu işin sonu ya çok iyi bitecekti ya çok kötü...
Sayfa 288 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Wallahi her şey olabilir ¿¿¿
Olabilir miydi? Kuzey tahmin ettiğim gibi babasına ve sisteme karşı nefret dolu olabilir miydi? Yoksa ben öyle olmasını istediğim için yanlış çıkarımlar yapıp hayal mi görüyordum? Kuzeyin bizim tarafımızda olmasının bize o kadar faydası olurdu ki... Bunu o kadar çok istiyordum ki bu istek benim yanlış değerlendirmeler yapmama neden olabilirdi. Araf haklıydı, ben onu oyuna getirmeye çalışırken Kuzey beni oyuna getirebilirdi. Daha dikkatli olmalıydım .
Sayfa 287 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Mutluluk,kendini sevmekle başlardı. SON
Sayfa 286Kitabı okudu
Serra & Kuzey ☆•°
Dürüst davransa da sorulardan hiç hoşlanmadığı belliydi. " Elde edemediğin şeylere düşman olur musun peki ?" diye sordum Araf'ın söylediklerini düşünerek. " Elde edemediğim bir şey olmadı henüz. Bu yüzden gelecekte öyle bir durum yaşarsam ne tepki vereceğimi kimse bilemez. Bu da gerçek değil. Başka ?"
Sayfa 284 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
- Bence insan kendinden ibarettir.Biz insan deyince çevresi olmadan dımdızlak ortada kalan biri zannediyoruz,hâlbuki hayat bazen bir başınalıktır.Çevresi ise bu bir başınalığın yargıçlar topluluğudur.
Sayfa 259Kitabı okudu
Kötülükler yaptıktan sonra ardından tövbekâr olup da iman edenlere gelince, şüphesiz ki, o tövbe ve imandan sonra rabbin elbette bağışlayıcı ve esirgeyicidir. Araf Suresi 7/153.
Mûsâ kavmine dedi ki: “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah’ındır. O, kullarından dilediğini oraya hâkim kılar; (güzel) sonuç, takvâ sahiplerinindir.” Araf Suresi 7/128.
Araf suresi - 146 .Ayet
سَاَصْرِفُ عَنْ اٰيَاتِيَ الَّذ۪ينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّۜ وَاِنْ يَرَوْا كُلَّ اٰيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَاۚ وَاِنْ يَرَوْا سَب۪يلَ الرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَب۪يلاًۚ وَاِنْ يَرَوْا سَب۪يلَ الْغَيِّ يَتَّخِذُوهُ سَب۪يلاًۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِل۪ينَ Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların âyetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.
Araf suresi -131ayet
فَاِذَا جَٓاءَتْهُمُ الْحَسَنَةُ قَالُوا لَنَا هٰذِه۪ۚ وَاِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَطَّيَّرُوا بِمُوسٰى وَمَنْ مَعَهُۜ اَلَٓا اِنَّمَا طَٓائِرُهُمْ عِنْدَ اللّٰهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, «Bu bizim hakkımızdır» derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.