Silinmesi gereken bir sahne bu. Nereden itibaren silinmeli?
İnsan bazen silmek ister yaşadıklarını, yorgunluklarını, hüzünlerini, acıların... Yeniden başlamak için bir umut belki de bir uzatılmış elin sıcaklığını hissetmek ister. Nereden başlamalı Silmeye diye düşünebilmek bile nereden çiçek açacağımızı göstermez mi bize?
Silinmiş Sahneler; bugün bu dünyada yaşamanın, sürekli her şeyden haberdar olmanın, her şeyi görüyor olmanın ve hiçbir şey yapamamanın yorgunluğunu anlatan mesleği sansür sahneleri kesen ve gördükleriyle kendi doğruları arasında çatışan, para kazanmak için yapmak zorunda kaldığı mesleğiyle kendi duyguları arasında arafta kalan kahramanımız.
Kahramanımızın gün içinde sansürlediği görüntüleri ve yapamadığı mesleğin özlemi ile yaşadıklarını ekranda mı gerçek hayatta mı olduğunu karıştırması zaman zaman bizi üzüp şaşırtsada düşündürerek, gülümseterek okumamıza vesile oluyor.
Yazarın ilk okuduğum kitabı üslubu özgün ve akıcı, genellikle ben dilini kullanması zaman zaman kurgunun karışmasına neden olsa da keyifle okudum.
" Zamanda takılıp kalmışız. Durmadan aynı misafirliğe mahkum olmuşuz. Her dönüş yolu tekrardan gidiş yoluna bağlanıyor. Hep aynı yere varıyorum."
Yeni yazarlar, yeni kitaplarla zamana takılmadan kendinize farkındalık oluşturacak yeni yollar oluşturabilmeniz dileğiyle
Keyifli okumalar.
Vuslata sürgün olmuş sanki aşkımız
Sıra bende der gibi dinlediğin şarkımız
Yorgun gramafon, ölgün tezene, taze ney…
Yarım kalmış beste gibi arafta kalmışız
Asıl kötü olan ve zorumuza giden olmayan bir şeye inanarak geçirdiğimiz zamanın tuhaf, değişken ya da kurgusal bir şeye, hafızamızdan çıkarmak mecburiyetinde kaldığımız bir tür büyüye yahut düşe dönüşmesidir; birden sanki o zaman dilimini hiç yaşamamışız gibi olur, öyle değil mi? Sanki bir hikayeyi baştan anlatmak, bir kitabı yeniden okumak zorunda kalmışız gibi ve işte o zaman başka türlü davranabilirdim, zamanı, arafta kalan o zamanı, farklı kullanabilirdim diye düşünürüz. Umutsuzluğa düşürebilir bu bizi.