Emevi Halifeliği, Arap Yarımadası'nda Islamiyet'in yaygınlığını artırdı ancak Abbas bin Ali'nin soyundan gelen bir aile 750'de doğrudan saldırıya geçmeden önce Emevi Şiilerin ve Pers rakiplerin desteğini kazandı. Arap Müslümanların dini yeni kabul edenlere kıyasla statüsü büyük bir anlaşmazlık konusuydu; Abbasiler daha hoşgörülüydü. Bağdat yeni kuvvet üssü olarak saptandı, Basra ise eğitim odağı olarak belirlendi. Pers İmparatorluğu'nun serveti ve kültürü yeni rejimin Sünniliğe ve Sasani kanunlarına kaymasına neden oldu. Anlamlı bir biçimde imparatorluk Arap kimliğinden ziyade İslam üzerine kuruluydu. Ebü'l-Abbas Seffah Özbekistan topraklarına girerek Çin'deki Tang Hanedanı'nın karşısına çıktı. Konstantinopolis'te de karışıklıklar vardı (şehrin fethinin Mesih'le ilgili kehanetleri gerçekleştireceği iddia ediliyordu).
Kısa sürede Arap yarımadasının dışına yayılan İslam, aynı zamanda Arap olmayan pek çok etnik grubun dini haline geldi. Fars, Türk, Afrikalı, Hintli, Afgan, Orta Asyalı, Çinli ve Malay pek çok topluluk hızla İslam'a girdi ve hem dini hem de kültürel mânada bir İslamlaşma süreci yaşadı. Bu süreçte farklı topluluklar muslümanlaşırken aynı zamanda klasik İslam kültürünün zengin mozayiğini de oluşturmaya başladılar. Bir medeniyet ve dünya kültürü haline gelen İslam, ister istemez, farklı coğrafya ve kültürlerde farklı renk ve biçimlerde hayat alanı buldu. Bugün dahi Afrika Müslümanlığı Malay İslamı'ndan, Boşnak Müslümanlığı Afgan Müslümanlığı'ndan kültürel ve yer yer dini mânada önemli farklılıklar gösterir. Bu, medeniyet haline gelen her dinin yaşadığı doğal bir süreçtir.
Reklam
İslam’ı sonradan kabul edip bu dine bağlananların neredeyse tümü, imanlarını, Kur’an’ın bütünüyle, yalnızca Allah’ın saf vahyi olduğuna dair inançlarına bağlar. Bu inancı desteklemek için Kur’an’ın belirli özelliklerine işaret edebilir, ancak çoğu zaman bunlar, kutsal kitaba dair bu inanca sahip olduktan sonra öğrenilmiştir. Genellikle İslam’a
Sayfa 207Kitabı okudu
Bugünkü İslâmiyet, Araplar, özellikle milliyetçi Araplar tarafından sadece bir din olarak değil, dili, gelenekleri ve tarihteki parlak medeniyeti ile daha ziyade bir millî Arap kültürü olarak benimsenmektedir. Fakat Türk milleti için İslâmiyet bugün yalnız ve yalnız bir dindir. Araplardan ayrı bir kültür geleneği olan Türk milleti içinde, hâlâ İslâm dini ile Araplığı ayıramayanlara, şalvar ve hurmayı dinin icabatından sayanlara rastlayabiliyoruz. Bunlar koyu Arap milliyetçiliğine hizmet ettiklerinin farkında değillerdir.
Sayfa 117 - Kronik YayıncılıkKitabı okudu
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
"İslamiyet ve Arap kültürü çok ayrı bir olay. Benim Tanrı’ya inancım var. İslam hakkında fazla kapsamlı olarak konuşabilecek konumda ve durumda değilim. Bilgilerim yetersiz olabilir. Ancak bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Ben Türk milletinden peygamber çıkmadığına seviniyorum. Çünkü Tanrı, peygamberlerini, nizamından çıkmış, yolundan çıkmış, kokuşmuş insan topluluklarına göndermiştir.."
Ahmet Cem Ersever :
Reklam
Güzel kaos çıkar buradan,
Kişisel özgürlüğün makul ve ortaklaşa alınmış kararlar dışında keyfi nedenlerle ortadan kaldırılmak istenmesi ancak diktatoryanın, tiranlar idaresinin kurulması ile mümkündür. Popper, özgürlüğün, icab ederse silahla korunması gerektiğinde tereddütsüzdür. Bu fikir, tabii ki Popper'in orijinal fikri değildir: Maraton'da Termopil'de,
Sayfa 44 - 1. Bölüm: Doğa Bilimleri Açısından Özgürlük ve Tarih Kavramları - IIIKitabı okudu
%98'i İslam iddiasında olan bir toplumun yine o ülkenin Dinini temsil eden kurumun! yaptığı bir araştırmayla; %92'si bir kez dahi herhangi bir Kur'an-ı Kerim meali okumamışsa, Din sandığı kavramların gelenekten görenekten hamasetten ve Arap kültürü olduğundan bir haberse bunu ikaz edenler münkir, dile getirenler kafir oluyorsa, Rabbim bana ne demiş Bu kitap ne ne anlatıyor diye merak etmemiştir.
Atatürk inanıyordu ki, modern millet kavramı bugün cihanşümul medeniyetin temel taşıdır ve insanlık cihanşümul bir medeniyete sahip milletlerin ahenkli bir topluluğu olmaya doğru gitmektedir. Atatürk bu yüksek insanlık idealini tam bir açıklıkla ifade etmiştir: “Beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti, bunun bir uzvu addetmek icabeder."
747 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.