Mustafa Bey önümde ben ardında çalışmaların yapıldığı yere doğru yürüdük. Caminin sağ tarafından hemen iç içe geçmiş mezarların arasından arka tarafa doğru ilerledik.
Yan yana, koyun koyuna, sırt sırta yatmış insanlar. Analar, babalar, çocuklar. Paşalar, memurlar, şairler, işçiler... Hepsi burada işte; hepsinin sermayesi bir adam boyu toprak... Kim olduğuna bakmadan, ne iş yaptığına bakmadan, parası, malı, mülkü, şöhreti, itibarı hiçbiri olmadan yatan insanlar... Kim bilir hayattayken nelere sahiptiler ve kim bilir ne planlar yaparken ansızın geldi ölüm meleği kapılarına? Yaşına bakmadan, işine bakamdan aldı getirdi buraya.
Ne idim, ne oldum, acaba, niye ki?
Niçin aşklar yüreğimde yer değiştirdi? Hepsi
laf, gerçek olan şu ki, bizleriz anlamsız olan.
Hoşlanıyordum duygusallığımdan, derin bir
konuşmaya dalıp gitmekten yüreğimle
ve acılarımın bekçiliğini yapmaktan.
Başım önde, gözlerim gôzkapaklarımın
ardında; sanki bakmıyordum kaçamak da olsa çirkin ya da güzel yüzlere.
Korkuyordu bozulur diye eldeğmemiş,
pırıl pırıl o imge, yüreğine işlediği, tıpkı rüzgârda kımıldayan dalgalar gibi.
Çünkü insanlar Efrazı anlamıyordu. Çünkü insanlar ücra sokakların ardında yaşam mücadelesi veren çocukları görmüyordu. Bir fotoğraf karesinde gördüğü fotoğrafı ah deyip 3 saniye sonra unutuyordu. Anlama duygusu bir ah çekmekten ibaretti.
Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
Birden sen..
Sarılar giyinmişsin,
İki parça (yani döpiyes).
Bir iskeledeyiz,
Vapur kalkmak üzere,
Telâş ardında herkes
Gazete alıyoruz.
İskele sergisinden.
Kitapların, türkülerin, filmlerin başka dünyalara yağdırdığı yağmurlar bir iyilik, bir arınma gibi oralarda yaşayan herkesi köpük köpük çoğaltacaktır. Başka insanların baktığı pencereler güleç, başka güneşlerin vurduğu sular derin ve mavi olacaktır. Evlere dönüş, hak edilmiş bir şenlik olacaktır başka dünyalarda. Bir ip gibi insanların boğazına oturan sokaklar, ufukların ardında insan içine karışmış bir gökyüzüne dönecektir. Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlayacaktır insanı.