Orhan Akyol

Orhan Akyol
@ariforhan
mühendis, tonmaister, çiftçi, toplum gönüllüsü...
Doğa Okur
Çanakkale
953 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Sık sık düşündüğüm tuhaf bir şey vardır: Savaşan taraflardan biri ötekine, iki ordudan da birer askeri evlerine göndermeyi önerseydi ne olurdu? Tuhaf bir düşünce gibi geliyor, ama neden uygulanmasın ki? Sonra her iki taraftan da birer asker daha terhis edilecek, derken üçüncüler, sonra dördüncüler... iki orduda da birer asker kalana dek sürdürülecek bu iş (iki ordunun da sayıca eşit güçte olduğunu ve niceliğin nitelikle yer değiştirebileceğini varsayıyoruz). Bu durumda, akıllı varlıkların akıllı temsilcileri arasında ortaya çıkan gerçekten karmaşık siyasal sorunlar ille de dövüşerek çözülecekse, varsın bu iki asker dövüşsünler: Biri kenti kuşatsın, öbürü de savunsun! Bir paradoks gibi görünebilir bu düşünce, ama doğrudur. Gerçekten de, müttefiklerin tek bir temsilcisine karşı savaşan tek bir Rus ile, her ikisi de seksener bin kişilik iki ordunun çarpışması arasında ne fark vardır? Yüz otuz beş bine karşı yüz otuz beş bin? Yirmi bine karşı yirmi bin? Yirmiye karşı yirmi? Bire karşı bir? Bu sayıların hiçbiri ötekinden daha mantıklı değildir. Hatta sonuncusu galiba en mantıklı olanı, çünkü en insancıl olanı o. İki şeyden biri: Ya savaş bir çılgınlık ya da bu çılgınlıktan geri duramıyorlarsa insanlar akıllı yaratıklar değiller, ki nedense böyle düşünmeye alışmışızdır.
Sayfa 24
Reklam
"Siz sağlıklı insanlar, siz," diye vaaz eder coşkuyla, "krizden hemen önceki son anda saralının içine nasıl bir sonsuz haz duygusu dolduğunu asla bilemezsiniz. Muhammed Kuran'da kısa süreler için cennette olduğunu anlatır, testisi devrilip de içindeki su boşalmaya başladığında; ve bütün o aklı başında deliler onun bir yalancı ve sahtekâr olduğunu ileri sürerler. Ama bu doğru değil, o yalan söylemiyor. Tıpkı benim gibi onun da çektiği bir hastalık olan sara krizleri sırasında kesinlikle cennette oluyordu. Bu sonsuz haz anının saatlerce sürüp sürmediğini hiçbir zaman bilemiyorum, ama inanın bana, bunu hayatın bütün mutluluklarına değişmezdim."
Sayfa 114
Hapishane etkisi
Sembollerle oynamayı seven bu yüzyıl, benzer deneyimlerin ikinci bir denemesini daha yapar. Dünyamızın bir başka yazarı Oscar Wilde'ı da böyle bir yıldırım sıyırıp geçer. Her ikisi de isim olarak yazar, sosyal sınıf olarak soylu, hayatlarının burjuva alanlarından koparak hapishaneye düşerler. Ama yazar Wilde bu imtihanda havanda dövülmüş gibi
Sayfa 112

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bedeni ne kadar derine düştüyse inancı o kadar yükselmiş, insan olarak ne kadar acı çektiyse o evrensel acının anlamını ve gerekliliğini daha bir mutlulukla idrak etmiştir. Nietzsche'nin hayatın en verimli kanunu dediği "amor fati", kendi kaderine duyduğu sadık sevgi, ona bu düşmanlığı sadece bir bolluk, başına geleni kurtuluş olarak hissettirmiştir.
Sayfa 110
"İnsanlar için sonsuzluğun önünde eğilebilmekten daha gerekli bir duygu yoktur."
Sayfa 110
Reklam
Reklam
8,4bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.