Gerçek ruh eşin seninle arkadaş olacak. Seni anlayacak, seni takdir edecek, seni sevecek, seninle iyileşecek, seninle büyüyecek ve seninle gelişecek.🤍
Merhabalar
Bugün sizlere kalemini sevdiğim bir yazar ile geldim @colleenhoover #çirkinaşk eserinde karakterlerimiz hemşirelik yapan Tate, pilot Miles, Rachel yer alıyor.
6 sene öncesine gidip gelen bölümlerde Miles, günümüzde yer alan bölümlerde Tate karşımıza çıkıyor. Rachel ise Miles'in 6 sene önce sevdiceği.
Pilot Miles, Tate'in pilot abisi ile arkadaş, ona karşı çekim hissediyor ve aralarında yalnızca tensel yakınlaşma şartı ile bir sevgililik başlıyor (yetişkin içerik çok fazla) bağlılık ve aşk duymamaya söz verilen bir yola çıkıyorlar ama bu söze ne kadar sadık kalacaklar bir bakalım. Bu sözü almalarının sebebi Miles'in altı sene önce başından geçen hazin olaylar, peki bu olaylar ne?
Sevmekten, bağlanmaktan korkan bir adam Miles, Tate ise tam tersi.
Belli mi olur Tate, sevgisi ile Miles'i kendine getirip iyileştirir.
"Rachel haklıydı. Acı her zaman içimde olacaktı. Korku da. Ama acı ve korku artık hayatım değildi. Onlar sadece andı. Tate ile birlikte geçirdiğim her dakika gölgede kalan anlar."
~
"Çok güzeldi. Umudu güzeldi. Yüzündeki gülümseme güzeldi. Yanaklarından süzülen gözyaşları güzeldi. Sevgisi güzeldi."
~
"Bazı insanlar... Yaşlandıkça akıllanırlar. Ne yazık ki birçok insan sadece yaşlanır."
~
"Aşkım çirkin ve güzel yanları arasındaki fark güzel yanın çok daha hafif olmasıydı. İnsana süzülüyormuş gibi hissettiriyordu kendini. Sizi havaya kaldırıyordu, taşıyordu. Aşkın güzel yanı sizi dünyanın geri kalanının üstünde tutuyor."
~
Yazardan itiraf, verity eserleri de güzeldi, tavsiye ederim 
Epsilon Yayınevi
Bunların hiçbiri ne yaptığını bilmiyor.
Eğer, bilmiyorlarsa kabahat kimin? Kabahat, benimdir. Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadaş; senindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde, ruhları, her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır.
Bu zavallı insanlardan sevgi, şefkat ve insanlık namına, artık ne bekleyebiliriz? Bu iklimin çoraklığı, ruhlarını kurutmuştur. Bu ıssızlık ve gurbet onlara müthiş bir egoizm dersi vermiştir. Onun için her biri kendi yuvasında bir kunduza dönmüştür.
Bir martı ne kadar özgürdür? Bir martı ne arkadaş akıllıdır? Bir martı neleri yapabilir? Bir martının hayatı ile bir insanınki arasında ne kadar fark ve ne kadar benzerlik var? Bir martının hayatı nasıldır? İşte bu kitapta martılar ile ilgili kafanızda ne kadar soru varsa cevabını bulabilirsiniz. Kitap martı Jonathan Livingston ve hayatından bahsetmektedir. Çok güzel ve akıcı bir kitap. 
Martı Jonathan Livingston
ALDATAN UTANSIN,ALDANAN DEĞİL
Aldatmak sadece bir başkasıyla fiziken birlesmek değildir.O başkasıyla planlanan aktivite, alavere,içilen çay, yapılan jest,hediye ,özel diyalog ve her türlü paylaşım aldatmaktır.Çünkü niyetler bellidir, ancak şöhret korumak adına açıkça ifade edilmez de "dost, arkadaş"olarak kamufle edilir,zamanı beklenir, yahut gizli kaçamak olarak devam eder.
Çünkü kimse aidiyet duymadığı zihniyeti savunmaz.Bu imajda görünmek bile sadakati yıkmak için yeterliyken,henüz reelde birleşmiş olmakla sanal fantaziyi farklı gören,sadakati bunlarla sınırlandıran,bu durumu meşru gören kişilerin sadakatle ve namusla alakası yoktur.
Sadakat cinsiyet değil Şahsiyet meselesidir.
Bir kadının bir erkeği "kıskandırmak" bahanesiyle kullanabiliyor olması, kadının onursuz perdearkası cilvesi, kukla erkeğinde maymun iştahı menfaatini ve onursuzluğunu ifade eder.Tam tersi bir kadını kiskandırma cabasi olan erkekte aynı onursuzluğa sahiptir.
#özümdensözüm
Bekir Kerem Keşir
Evde olmak istemiyorum ama her akşam eve dönüyorum. İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum. Bir şey beni hep dışarıya çekiyor. Hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi. Hiçbir eve, hiçbir aileye, hiçbir topluluğa.. Hiç arkadaş grubum olmadı benim mesela. Bir siyasi partiyi desteklemedim. Bir derneğin, bir hayır kurumunun üyesi değilim. Bir memleketim yok, oralı hissetmiyorum.
"Yeni Turan'ı en çok göze çarpıtan şey, belki de Türk kadını müessesâtıydı. Yeni Turan, kadınlarını da okutuyor, kadınlarını da yanı başında çalıştırıyordu. Yeni Turan kadınlarının kıyafeti de sadeleşmiş, değişmiş, modaya hiç muvafık değil fakat yarattıkları Türk ve İslam âlemiyle pek münasebettar bir şekil almıştı. Şimdi bizim
Sayfa 18 - Can Yayınları
