Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arkhedemia

Arkhedemia
@arkhedemia_
İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.
96 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kiracı, okuduğum ilk Javier Cercas kitabı. Aynı zamanda yazarın da ilk romanı. İlk roman olmasına rağmen türünde çok başarılı. Yazarın diğer eserlerini de okumayı düşünüyorum. Konusuna gelecek olursak kitap tam olarak tek bir cümle etrafında dönüyor. O cümle de şu: "Bazen en saçma sapan şeyler bize hayatı zehir eder.". Kitap boyunca bu
Kiracı
KiracıJavier Cercas · Everest Yayınları · 2022582 okunma
Reklam
626 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Jane Eyre'in, küçükken kısaltılmış versiyonunu okumuş ve çok etkilenmiştim. Aradan bu kadar yıl geçtikten sonra aynı hisleri yaşayıp yaşamayacağımı görmek için tekrar okudum. Bunca yıldan sonra bu okumamda bana aynı hisleri yaşatmasa da yine de klasikler arasında özel yeri olan bir kitap bence. Klasik eserler okumaya başlamak isteyen
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 201831,2bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Ortaçağ İnsanları; tarihi hep okuduğumuz savaş, siyaset, krallar, yöneticiler aracılığıyla değil de sıradan insanların hayatları vasıtasıyla ele alarak onların sosyal, ekonomik hayatları hakkında bilgi veren bir tarih kitabı. Kitapta ilk bölümde Ortaçağ'ın başlangıcının Roma İmparatorluğu'nun çöküş dönemine dayanmasının sebepleri
Ortaçağ İnsanları
Ortaçağ İnsanlarıEileen Power · Kronik Kitap · 2019203 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
512 syf.
·
Puan vermedi
Napoli Romanları serisinin son kitabı olan Kayıp Kızın Hikayesi ile Elena ve Lila'nın bu uzun hikayesi noktalanmış oluyor. Onların hayatını ilk kitapta çocukluk dönemi ile okumaya başlamıştık, bu kitapta da 30'lu yaşlarından başlayıp 60'lı yaşların ortalarına kadar okuyoruz. Artık Elena ve Lila çocukluklarını geçirdikleri mahallede
Kayıp Kızın Hikayesi
Kayıp Kızın HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2016758 okunma
458 syf.
·
Puan vermedi
Terk Edenler ve Kalanlar, Napoli Romanları serisinin üçüncü kitabı. Elena, artık ilk kitabıyla iyi bir çıkış yapmayı başarmış, tanınan bir yazardır. Soylu bir aileden gelen Pietro ile evlenmiş ama evlilikten umduğunu bulamamıştır. Pietro' nun yoğun çalışması, iki kızının bakımı Elena'nin kendisine vakit ayırmasını zorlaştırmaktadır.
Terk Edenler ve Kalanlar
Terk Edenler ve KalanlarElena Ferrante · Everest Yayınları · 2016833 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Maud Martha, 1950 yılında Pulitzer Ödülü alan şairin tek romanı. Yazarın şair olmasının etkisi, bu kitaptaki anlatım tarzında da kendini göstermiş. Kitap, 1920'lerde başlayıp 1940'lara dek Maud Martha isminde siyahi bir kadının yaşamından kesitler sunarak yaşadıklarını aktarıyor. Yazar, bunu uzun uzun, detaylı anlatımlarla yapmıyor. Kadının çocukluğundan, büyüme sürecinden, evliliğinden, evlilik sonrası hayatından ve anne olmasından kısa kesitler sunarak şiirsel bir üslupla yapıyor. Maud Martha, o dönemde siyahilere olan bakış açısını, onların maruz kaldığı ayrımcılıkları, ırkçılığı, yoksulluğu anlatan bir kitap. Hatta ırkçılık o boyutta ki siyahiler bile kendi aralarında daha koyu ten, daha az koyu ten ayrımı yapıyorlar. Maud Martha da kız kardeşi Helen ile kendisini karşılaştırıyor. Helen, Maud Martha'ya göre daha açık tenli olup toplum tarafından daha güzel bulunur. Maud Martha ise çok koyu tenli olduğu için güzel olmadığı, Helen'in sahip olduğu ayrıcalıklara sahip olmadığı düşüncesi ona sıkça hissettirilir. Bu kitapta yaşadığı tüm bu zorluklara rağmen güçlü kalmayı başarmış bir kadının hikayesini okuyoruz. Maud Martha, uğradığı haksızlıklar karşısında umudunu yitirmek yerine dimdik durup hayattaki küçük şeylerle mutlu olmayı başaran siyahi bir kadındır. Maud Martha, bu konuları daha dramatik bir şekilde işleyen kitaplar gibi değildir, yaşananlar okuyucuya umursamaz bir dille, komedi unsurlarıyla aktarılır. Bu konuları farklı tarzda ele alan bir kitap okumak isteyen okuyuculara Maud Martha'yı öneririm.
Maud Martha
Maud MarthaGwendolyn Brooks · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023114 okunma
519 syf.
·
Puan vermedi
Yeni Soyadının Hikayesi, Napoli Romanları serisinin ikinci kitabı. İlk kitapta Lina ve Lenu'yu 16 yaşında bırakmıştık. Bu kez bu kitap onların 16-22 yaş aralık dönemlerinde yaşadıklarını anlatıyor. Kitabın başında verilen karakter listesinde karakterlerin ilk kitapta yaşadıkları birer ikişer cümleyle özetlenmiş. Okumaya biraz ara verdiyseniz önceki kitapta geçenleri hatırlamanızı sağlayabilir. İlk kitap merak uyandırıcı bir sonla bitmişti. Lila, bu kitapta onun açısından hayal kırıklığıyla başlayan evliliğini sürdürürken aynı zamanda yeni soyadı Caracci' nin ona sunduğu ayrıcalıkları da yaşıyor. Lenu ise eğitimine devam edip köklerinin bulunduğu bu mahalleden uzaklaşmak istiyor. Bu kadar azimli ve disiplinli çalışması bazen okuyucuya çalışma konusunda ilham veriyor. İlk kitaba göre daha hızlı akan ikinci kitapta, özellikle Lila ve Lenu'nun gittikleri İschia tatili sırasında ve tatil sonrasında yaşananlar kitabı daha akıcı hale getirmiş. Yine Lina ve Lenu'nun dostlukları bazen yakın bazen mesafeli ilerlese de birbirlerinden hiçbir zaman tam olarak kopamadıklarına şahit oluyoruz. Görüştükleri anda yaşadıkları kötü anlar silinip gidiyor. Bu kitapta zaman zaman Lila'ya oldukça kızdım. Lenu için üzüldüm. Ama sonuna doğru kitabın başındaki dengeler değişti ve serinin bu ikinci kitabı da ilk kitap gibi yine hemen bir sonraki kitabı okuma isteğiyle sona erdi. Elena Ferrante'nin tarzı bu anladığım kadarıyla. Dikkat çekici, vurucu sonlar yazmayı başarıyor. Özetleyecek olursam bu ikinci kitabın anlatımı yer yer durağanlaşsa da ilk kitaba göre daha akıcıydı. Seriyi okumayı düşünenlere kesinlikle öneriyorum.
Yeni Soyadının Hikayesi
Yeni Soyadının HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2015945 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
Napoli Romanları serisini mutlaka görmüşsünüzdür. Bir ara bayağı okunuyordu. İki yakın kız arkadaşın çocukluğundan başlayarak olgunluk dönemlerine dek yaşadıklarını anlatan bu seriyi, insan hayatının uzun seneler boyunca izlediği yolu okumayı seven biri olarak beğeneceğimi düşündüm. Öyle de oldu. Zaman zaman durağanlaştı, biraz yavaş da
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,610 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Celal, Servetifünun döneminde eserler veren bir yazar. Servetifünun akımına dahil olanlar tarafından yazım tarzının fazla şairlige kaydığı düşünülür ve çokça eleştiri alır. Bu kitabın içinde de şiirlere bolca yer verilmiş. Bunlar kitabın akıcı bir şekilde okunmasını biraz zorlaştırıyor. Sık sık konunun bölünmesine neden oluyor. Konusuna gelecek olursak Refet ve Remzi isminde iki arkadaşın gezintiye çıkmasıyla kitap başlar. Bu gezintide Refet, Kadıköy Kuşdili'nde gördüğü bir kızı çok beğenir, ondan çok etkilenir. Daha sonra arkadaşı Remzi'nin de yardımıyla o kızla evlenir. Ancak Refet bir süre sonra evdeki sorumluluğunu aksatmaya başlar. Sık sık gittiği bir mekanda başka bir kadına aşık olur. Açıkçası konusunu okuyunca bu kitabın da benzer bir konuyu ele alan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür kitabındaki gibi komedi unsurları barındıracağını düşünmüştüm. Ama burada konu daha trajik bir şekilde işlenmiş. Özellikle son bölümü beklenmedikti. Kuşdilinde'yi, Türk edebiyatının kıyısında köşesinde kalmış bir eser okumak isteyen okuyuculara öneririm.
Kuşdili'nde
Kuşdili'ndeMehmet Celal · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021310 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Salome'den daha önce Feniçka'yı okumuştum. Arayışlar ondan okuduğum ikinci kitap. Bu kitapta karakterimiz Adine, daha genç yaşlarındayken akrabaları Benno ile nişanlanır. Adine, bu ilişkide ressam olma tutkusu ve Benno'ya olan sevgisi arasındaki dengeyi sağlayamaz ve gün geçtikçe bu ona zarar verir. Bunu gören Benno nişanı bozar. Adine ise ressam olma tutkusunun peşinden gider ve başarılı bir ressam olur. Bir gün annesinin ve Benno'nun daveti üzerine Benno ile nişanlılık dönemini de geçirmiş olduğu şehre birkaç günlüğüne gitmeye karar verir. Bu seyahat, onun hayatında neleri değiştirecektir? Benno ile geçmişte yaşamış olduğu ilişki tekrar karşılaştıklarında onun üzerinde nasıl bir etki bırakacaktır? Kitapta bunu okuyoruz. Genel olarak bir kadının kendi olma, hedeflerini gerçekleştirme yolundaki engellerden sıyrılarak bağımsız olma mücadelesi anlatılıyor. Bu konulara ilgi duyan tüm okuyuculara özellikle kadınlara bu kitabı mutlaka okumalarını öneririm.
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,4bin okunma
Reklam
170 syf.
·
Puan vermedi
Beklenmeyen Misafir, okuduğum ilk Agatha Christie kitabı oldu. Çok okunan yazarlar arasında olduğu için uzun zamandır merak ediyordum. Beklentimi çok yüksek tutmamaya çalışarak okumaya başladım ancak kitap daha ilk sayfalardan okuyucuyu içine çekmeyi başarıyor. Merak unsurunu kitap boyunca canlı tutuyor. Daha önce Agatha Christie kitapları okuyanlar ne düşünürler bilemem ama ben Beklenmeyen Misafir'i benim gibi Agatha Christie okumaya yeni başlayacaklara öneririm. Ayrıca bu kitap roman şeklinde değil bir oyun şeklinde yazılıp sahnelenmiş ve o dönemde yoğun bir ilgi görmüş. Biz bu kitapta romana uyarlanmış halini okuyoruz. Kitap, Michael Starkwedder'ın arabasının tekeri hendeğe düştüğü için yardım isteyebileceği en yakın eve gitmesiyle başlıyor. Ancak gittiği evde ölü bir adamla karşılaşınca olaylar karışıyor. Cesedin yanında duran karısı adamı kendisinin öldürdüğünü iddia etmektedir. Kadına yardım etmek isteyen Michael ise bu cinayeti polise söylemek yerine kadını kurtarmak için farklı planlar yapar. Kitap boyunca polis sorgulamasıyla katilin kim olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Sonunun ise çok net olduğu söylenemez, belirsiz bir son var. Beklenmeyen Misafir, Agatha Christie'nin kalemiyle tanıştığıma sevindiğim bir kitap oldu. Ancak genel olarak Agatha Christie kitaplarında tam baskı olmama sorunu var. Bu kitabın tam baskı olmasını umuyorum. Okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar dilerim.
Beklenmeyen Misafir
Beklenmeyen MisafirAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20194,093 okunma
92 syf.
·
Puan vermedi
Carmen, ilk yayımlandığında ve ilk kez operada sahnelendiğinde alt sınıftan insanları anlatması ve dönemin anlayışına göre ahlaksız bulunan konuları işlemesi nedeniyle olumsuz bir tepkiyle karşılanır. Ancak yıllar içinde kendinden sonra gelenlere ilham olur ve bir çok defa operaya, beyaz perdeye uyarlanır. Kitap iki farklı anlatıcının ağzından aktarılır. İlk bölümde bir arkeolog olan anlatıcı, mesleği gereği seyahat ettiği yerde başkahramanımız Don Jose ile karşılaşmasını, sonraki bölümde ise bir diğer başkahramanımız olan Carmen ile karşılaşmasını ve onlarla yaşadıklarını anlatır. Son bölümde ise Don Jose ile Carmen'in hikayesi Don Jose'nin ağzından aktarılır. Don Jose aslında üst sınıf bir aileden gelen, görevinde hızla yükselen yetenekli bir askerdir. Özgürlüğüne düşkün, asla bir erkeğe bağlı kalmamayı tercih eden çingene kızı Carmen ile tanışması onun hayatının yönünü tamamen değiştirir. Bu bölümde Carmen ile tanışmasını, zamanla ona bağlanışını, bu aşkın onun hayatını nasıl değiştirdiğini, hatta hırsızlık ve cinayet işlemeye dek Carmen'in onu nasıl etkisi altına aldığını okuyoruz. Bu aşk sıradan bir aşk değil, tehlikeli bir aşktır. Ve bir aşka saplantı da dahil olduğu zaman tehlikenin ne boyutlara varabileceğini Don Jose'nin hayatını okuyarak görüyoruz. Fransız yazar Prosper Mérimée, romantizm akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Carmen de karakterleriyle, işlediği konuyla kendisinden sonraki birçok sanat dalını etkilediğinden bence okunmaya değer bir eser. Klasik okumayı seven, klasik okumaya başlamayı düşünen tüm okurlara Carmen'i öneririm.
Carmen
CarmenProsper Mérimée · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,896 okunma
67 syf.
·
Puan vermedi
Edebiyatımızın nostaljik prensesi olarak tanınan Tezer Özlü ile tanışma kitabım oldu, Çocukluğun Soğuk Geceleri. Yazarın toplamda 2 romanı ve hikayelerden oluşan başka bir kitabı daha var. Çocukluğun Soğuk Geceleri, onun yazmış olduğu ilk roman. Kitap, kahramanımızın çocukluğundan başlayarak hayatı boyunca yaşamış olduğu anıları birbirinden bağımsız, kopuk bir şekilde anlatıyor. Çocukluğunda yaşadıkları, yurtdışına gidişi, tekrar tekrar akıl hastanesine kapatılışı, tedavide uygulanan elektroşoklardan duyduğu acı, evliliği, hayatındaki insanlarla ilişkilerine yer verilmiş. Sanırım yazarın kendi hayatından da izler taşıyan bir kitap. İçerisinde detaylı İstanbul betimlemeleri var. Çocukluğun Soğuk Geceleri, bence herkese hitap etmeyen kitaplar arasında. Yazarın bazı konularda cesur bir anlatım sergilemesi, anıların rastgele birbiriyle bağlantısız bir şekilde yazılması bana bunu düşündürdü. Ama Tezer Özlü'nün de zaten herkese hitap etmek gibi bir amacının olmadığı belli. O bence hayatı boyunca kendisini anlayabilen insanlara ihtiyaç duymuş bir yazar. Kendine has bir tarzı var.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Benim Kısa Tarihim; Stephen Hawking'in kendi hayatını doğumundan başlayıp çocukluğunu, öğrencilik dönemini, üniversite yıllarını, teorik fizikçi olmaya adım atışını, hasta olduğunu öğrendiği zamanları, evliliklerini, bilimsel çalışmalarını, Zamanın Kısa Tarihi isimli kitabını yayınlatma sürecini kısaca yüzeysel bir şekilde fotoğraflarla destekleyerek anlattığı otobiyografik bir kitap. Kısa bölümlerden oluşuyor, hayatıyla ilgili detaylı bilgiler yok. Kara delikler, evrenin başlangıcında kuantum teorisinin rolü, solucan delikleriyle zaman yolculuğunun mümkün olup olmaması gibi çalışmalar yapmış olan Hawking, bunlardan da kitabında kısaca bahsetmiş. Bu konularda bilgisi olmayan okurlar, bu bölümleri okurken anlamakta zorlanabilir. Kendisi bu konuda zaman yolculuğunun mümkün olmadığını, olsaydı gelecekten ziyarete gelen turistlerle karşılacağımızı düşünüyor. Hastalığını öğrendikten sonra umutsuzluğa düşmek yerine yaşamıyla ilham veren biri haline gelen Stephen Hawking'in hayatına, kendi ağzından kısaca göz atmak istiyorsanız bu kitabı mutlaka öneririm.
Benim Kısa Tarihim
Benim Kısa TarihimStephen W. Hawking · Alfa Yayınları · 2023472 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Jon Fosse, 2023 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. Bu ödülü almadan önce yazarı hiç duymamıştım. Ödülden sonra da çoğu kişi gibi ben de eserlerini merak ettim. Dilimize çevrilen üç kitabı vardı. Diğer kitaplarına göre daha ince olduğundan yazarla tanışmak için "Sabahtan Akşama"yı seçtim. Birbirine zıt durumları okumayı seven biri olarak konu seçimini çok beğendim. Kitap, ilki kahramanımızın dünyaya gelişini ikincisi ölümünü anlatan iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Olai'nin karısı doğum yaparken onun yaşadığı heyecanı, umutlu bekleyişi, bebek dünyaya geldiği andaki o mutluluğunu okuyoruz. Çocuğunun ismini Johannes koyacağını öğreniyoruz. İkinci bölümde ise artık Johannes yaşlanmış, eşini kaybetmiş, çocuklarından ayrı yaşayan yalnız bir adamdır. Onun ağzından, çelişkilerle dolu anlatımını okuyoruz. Burada birkaç farklı olasılık akla geliyor. Hastalık, ölüm gibi. Ben daha farklı bir şey yaşandığını düşünmüştüm ama yazar, ölüm sonrası hayatı kendi bakış açısıyla aktarmış. Kitapta dikkat çekici olan şeylerden birisi Jon Fosse' nin noktayı çok az yerde kullanırken daha çok virgül kullanmayı tercih etmesiydi. Ayrıca kitabın çok farklı, melankolik, şiirsel bir anlatımı var. Bu nedenle herkese hitap etmeyebilir. Ama insan hayatının geçiciliğini okuyucuya düz bir anlatımla değil de bu şekilde sunmasını, ben etkileyici buldum. Siz de bu konulara ilgi duyuyorsanız bu kitabı önerebilirim.
Sabahtan Akşama
Sabahtan AkşamaJon Fosse · Monokl Yayınları · 2016581 okunma
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.