Eğer biri bana "Arkana dön ve bak, okuduğu onlarca kitaptan hangi karakter sensin?" derse Holden derdim kuşkusuz, diyorumda.
Bu kitap ne yazık ki bizim ülkeye uymayan, asla uymayacak ama ortaya çıktığı kültüre kesinlikle uyan bir kitap.
Kitabı okuduğum an çoğumuzun kafasındaki çok eskilere ait olmayan Amerika tasviri, gençliği kesinlikle kitapta mevcut. Argolar, sokak ağızı ve bizim edebiyatımızda bulunmayan ergenlik bu kitapta bir aradaydı.
Kitap çoğunlukla olay örgüsü yerine Holden'ın dünyası ve kişiliği üzerine kurulmuş bir kitap. Yazar sonunu bu yüzden bana göre çok tamamlayamadı ve okuyucuları kitabın sonu ile özellikle tatmin edemedi.
Kitapta en sevdiğim şeylerden biri Phoebe ve Holden'ın ilişkisi. Okurken yüzümü tatlılık ile gülümseten (yerinde üzen) tek sahneler ikisinin bir arada olduğu zamanlardı.
Bu kitap herkese önerebileceğiniz türden bir kitap değil. Nasıl biri olduğunu bildiğiniz birilerine önerilecek bir kitap. Ülkemizde çok beğenilen ve çok popüler edilen bir kitap değil ve asla popüler edilmemesi gereken bir kitap. Kesinlikle ülkenin okuma kültürü ile alakalı bir mevzu bu.
Dünyada klasikleşip senin ülkende klasikleşmemiş bir kitap 'boş' değildir. Senin kültürüne uymayan bir kitap sadece. Bir kitaba 'boş' diyebilmek için çok şey lazım insana.