İhsan Oktay Anar Puslu Kıtalar Atlası ile büyük hayranlık duyduğum bir yazardı. Sonra Suskunlar’ı okudum, herhalde bu kitabı o kadar iyi olmamış dedim ve sonra Tiamat ile maalesef ki bendeki o yeri kalmadı Anar’ın. Kitabı hiç sevmedim. Hiçbir şey anlatmıyor da kitap, tam bir Cehov öykücülüğü. Bir denizaltının içinde sıkışıp bekliyorsunuz kitabın bitmesini.
* Ayrıca kendisinin yılankavi kelimesine takıntısı olabilir mi? Yanılmıyorsam Suskunlarda da sürekli bu kelime geçiyordu.