Bana bıraktıklarının altında eziliyorum şimdi. Eşyalar, anılar, yürüdüğümüz yollar, soluklandığımız parklar, konuştuğumuz konular... Yatağımda bıraktığın şekil değişmedi henüz, başucumdaki geceliğin ölgün bir beden gibi duruyor işte, masamdaki defterin hala açık. Birlikte okunacak çok şey yazıyordu onda, şimdi sadece ben yazıyorum. Bıraktığım her kalem izi göğsümde yara çiziyor sensizlik dilinde. Bakıyorum, yarım kalan ne kadar çok bitmişlik saklanmış odama, şaşıyorum. Şarapla sigara içilen o gecede, o gecede kalbime akan, o yanan şarkılar küllenip uçuşuyor üflenmiş yalnızlığımda. Tenimden çekip gittiğin bahar akşamına yıldızlar uğramıyor, karanlık bile alıp başını gidiyor. Gece yarısı sokaklarda mır mır konuşurken seslerimiz uzuyor, uzuyor sessiz kalan kulaklarıma. Renksiz duvarlarım rengini kaybediyor. Bu şehrin kimsesizliğinde tek bir kişinin varlığıydık, şimdi önünden geçtiğimiz dondurmacı bile kalabalık artık, geç kaldık.