İkinci kez okudum,iki kerede tesirinden çıkamadım. Mürşid efendi memurluk işi yapıyor. Evlenip saadet içinde yaşamaktır arzusu ne var ki evliliği saadeti değil, evliliği husni ziyan olacaktır.
Çekirdek aile ve eşinin annesi ile yaşarlar, Diyarbakır dan İstanbul'a gelirler. Eşi İstanbul'a kardeşi ruhsari görmek ister. Kaynana da bizim mürşid efendiye kendini acındırir.
Kaynana her türlü oyun onda, kızı Necip ile ilişki yaşar,bu da mürşid efendinin son çizgidir.
Tabi mürşid efendi çocukları için tam teşekkürlu baba olamadı. İşte pasif kaldı hapis yattı hayatı cilelerle acılarla geçti.
Kızı Zehra yi, ahbabi vesilesiyle yatılı okula yazdırır ve babasının izni olmadan kimse ile gorusturulmesine izni yoktur
Zehranin haberi babası ölünce babasının hatıra defterini okurken her bir şeyi tam çıplaklığıyla idrak edecektir.
Hala babasına karşı kinli ve düşman ca tavır takinir, ama onu o hayattan kurtaran babasıdır.
Zehra muallimlik eder köy okulunda babasının oldugunu herkesten gizler, utandığı için. Müdür den babasının ölüm döşeğinde olduğu haberi gelir , 2 gün önce yola çıksaydı babasının son nefesine yetiştirdi ama olmadı.
Hatıra defterini okuyunca babasının cenazine sarılıp ağlar ağlar ama her şey için artık çok geç oldu.
Neticede babasına karşı duyduğu kin acımasızlık, olayı bilmeden ön yargıyla yaklaşma zehraya ders oldu. Sadece Zehra ya değil herkese ders olmalı...
Reşat Nuri Güntekin fevkalade eser okumayan varsa okusun tavsiye ederim.