Kimileri dünyaya alacaklı geldiğini sanır,sen hep borçlu hissedeceksin. Ufacık iyiliklerin diyetini ödeyemeyeceksin ne yapsan. Yeter artık aptallaşma,seni kullanmalarına izin verme, kendini de düşün diyemem ,sen vermeyi almaktan çok sevmişsindir mutlaka.
Herkesi her yerde bulmak Mümkün
(Tarihsiz) Bıraktım. Bıraktım. Hepsini, kendi ve benim dünyamı anlamalari için bıraktım. Ama hiçbiri kendi dünyalarını anlayamadi. Ve bana ölümsüzlüklerin sonsuz acilari kaldı. Ya da sonsuz bağımsızlıkları. Bu kadar duyguyu nasıl taşıyacaktım? Bunca yıl taşımış, bunca büyük kentin onca büyük alanlarında bu yalnızlığıma bir destek aramıştım. Beni yaşamcıl kılmakla en büyük ölümlerin en derin acılarını bana vermemiş mi bu insan olma çabası? Ben, insan olma çabasının sürekli üstüne giden ben? Artık beni benden alsınlar. Atsınlar bir alanin sabah süpürülen, sabah bos şişeleri taşınan bir büyük çöp tenekesine. Ben de biraz onlardan olmak istiyorum. Duyguları ölçüleyen, sevgilerini sevmeyen, acılarını acımayan, yollarını yürümeyen, uykularını uyuyan, iştahlarını yiyen, sevişme isteklerini boşaltanlardan olmak istiyorum. Sevişme isteğinin sonunda tüm aşkları üstleyecek yorulmazlığı değil, yorgunluğu istiyorum bir insanın yürek atışlarında. Ama sessiz gecelerin sonu var mi sanıyorsun? Hayır? Hayır mı? O zaman bir Anadolu bozkırında özlediğin o adsız ve sıfatsız (Zarif? Snob? Dalgacı?) beni, nasıl oluyor da bir Orta-Avrupa kentinin bu kalabalık, trafiği yoğun caddesinin orta yerindeki, bu kahverengi halı döşeli odasında buluyorsun? Çünkü, herkesi, her yerde bulmak mümkün. Yazmayi keseceğim. Yeter. Gece ilerledi. Neredeyse bir çocuk doğurabilirim.
Reklam
#affetmek
Zihnimizin hasta olduğunu görebilirsek, tedavi de olabiliriz. Acı çekmek zorunda değiliz. Önce duygusal yaraları açmak, zehri boşaltmak ve yarayı iyileştirmek için gerçeği bilmeye ihtiyacımız var. Bunu nasıl yaparız? Bize yanlış davrandığını düşündüğümüz kişileri affederek. Onlar affedilmeyi hak ettikleri için değil, kendimizi sevdiğimiz için. Adaletsizliğin bedelini tekrar tekrar kendimiz ödemek istemediğimiz için. Affetmek, iyileşmenin tek yoludur. Affetmeyi seçmek kendimize şefkat duymak demektir. İçimizde birikmiş tepki ve kızgınlıklara “Yeter! Bana kötülük yapan Yargıcın işine son veriyorum. Artık kendimi cezalandırmaya ve incitmeye son veriyorum. Artık Kurban olmayacağım” diyebiliriz. Birisini affettiğinizi nasıl anlarsınız? O kişiyi gördüğünüz zaman artık duygusal reaksiyon göstermediğinizde. O kişinin ismini duyduğunuzda duygusal tepki vermediğinizde. Birisi yaralı yerinize dokunduğunda acı hissetmediğinizde. Çünkü artık yara iyileşmiştir. İşte o zaman gerçekten affetmiş olduğunuzu bilirsiniz. Gerçek, neşter gibidir. Gerçek acı verir çünkü yalan iltihabıyla kaplı bütün yaraları açar ve temizler. Yaraları neşterin geçici acısına katlanarak iyileştirebiliriz.
Doğa çok şey anlatır. Yeter ki onu anlamayı bilin.
İnsan doğanın bir parçasıdır, ama bir kez bağlarını kopardıktan sonra, artık ona geri dönemez..
O sırada Dostoyevski elli yaşındaydı: Ama binlerce yıllık acı çekmişti. O anda, en sıkışık anında kaderi nihayet ona seslendi: Yeter. Tanrı Eyüp'e yüzünü tekrar döndü: Dostoyevski elli iki yaşında tekrar Rusya'ya dönebildi. Kitapları onun için çalışmıştır. Turgenyev, Tolstoy gölgede kalmıştır. Rusya artık sadece ona bakmaktadır. "Bir Yazarın Günlüğü" onu ulusunun mesihi haline getirir, son gücünü de toplayarak, sanatının doruğuna çıkarak ulusunun geleceğine olan vasiyetini bitirir: "Karamazov Kardeşler"'i. Artık kaderi yavaş yavaş ona anlamını açmaktadır, sınavları başarıyla veren adama hayatının tohumundan sonsuz bir hasat elde edildiğini gösterecek en yüce mutluluk anını bahşedecektir. Dostoyevski zaferini nihayet tek bir ana sıkıştırabilecektir, tıpkı bir zamanlar acılarını sıkıştırdığı gibi, Tanrı'sı ona bir şimşek gönderir, ama bu sefer onu yere sermek için değil, alev alev yanan bir arabayla, bir peygamber gibi sonsuzluğa uğurlamak İçin. Puşkin'in yüzüncü doğum günü vesilesiyle Rusya'nın en büyük yazarları bir konuşma yapmak için çağrılır.
Sayfa 105
HAKİKAT Hakikat nedir diye sordu biri; Kimsenin konuşmaya cesaret edemediğini cesaret ile dile getirenin söyledikleridir hakikat dedim. Var mı böyle biri dedi?
Reklam
bir çocuk ağlaması biraz hüzün mutluluk bizlere yakın mı yakın bir işçinin alnında ter bir işçinin pabucunda kurşun ölmeyin ölmeyin artık yeter mutluluk balık oltasının ucunda kurşun
Yeter artık, başkasının derdi için gözyaşı dökmeyi bırak! Yalnız kalacağın, ihtiyaç duyduğunda yanında kimsenin olmayacağı günler için sakla!
yağma yok/girebilirsiniz girebilirsiniz hem de bir sevgili gibi sımsıcak girebilirsiniz gecelerin koynuna yeter ki elleriniz ilmiği geçirebilsin geçirebilsin artık acıların boynuna
Şimdi bir kutup var sana çeker beni Bir kutup var senden öteye Ben onun için böyle ortalıklarda kaldım Dağ yollarında, caddelerde, sokaklarda Onun için bulup bulup yitirdim seni Hangi kapıyı çaldıysam sen açtın bana Hangi gözümü yumduysam seni gördüm Zamandın, zamandan öte bir şeydin Yıllarca bir meşale gibi yandın uzaklarda Bu manyetik alanda
Sayfa 67
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.