Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaşta kadının durumu
Savaşta esir alınan evli kadınların bile ırzlarına geçilebileceğini söyler Kuran. Hatta kadının kocası sonradan ortaya çıksa bile ona tekrar verilmez. Nisa Suresi 24. ayeti Kurtubi tefsirin de şöyle açıklanır. "İbn Abbas, Ebu Kılabe, İbn Zeyd, Meklıul, ez-Zühri ve Ebu Said el-Hudri der ki: Burada muhsan (evli) kadınlardan kasıt, özel olarak ve yalnızca kocaları bulunan ve ashab alınan kadınlardır. Yani bu kadınlar harp diyarından ashab alınmak suretiyle kişinin malik oldukları dışında, haramdır. Ashab olarak mülkiyete geçirilen kadınlar ise, payına düştükleri kimseye -kocaları bulunsa dahi- helaldir.
Elinin altında günahın binbir çeşidine imkân varken bunları ardında bırakarak Rabb'inin rızasını kazanmayı seçen elbette kazanır. Kendini akışa kaptırmadan sorumluluklarını ciddiyetle üstlenen zafere erer. Allah'a ait bir varlık olduğunun bilinciyle, cesaretle çalışıp emek verenler, hayatını böyle bir ülke uğruna bezledenler... Yanlış karşısında susmadan doğruların yerleşmesi için kendi benlikleriyle, statükoyla, yanlışlardan nemalananlarla ahlaklı bir mücadele yürütenler... İşte böylece genç kalanların bambaşka formlarda sunulan ilahi ikramlara mazhar olabileceklerine dair umut her daim diri kalır. Tabii demiyorum ki onlar da 309 yıl mağarada korunurlar! Ama içinde bulundukları koşullara uygun destek, belki hiç beklenmedik bir anda gelir. (Talak, 65/2,3) Şimdi Gazze'de, Doğu Türkistan'da olduğu gibi şartların ağırlaştığı, peygamberlere bile "Allah'ın yardımı ne zaman?" (Bakara, 2/214) dedirten koşulların yaşandığı zamanlarda ümidi kaybetmemek, yere sağlam basmak, bu nedenle "mümin" ve "genç" olanların harcıdır. "Gün doğmadan neler doğar." neşesine kapılmak, gerçekten iman etmiş olanlara yaraşır ancak. Rab'lerinin desteği altındaki gençlerin yani Ashab-ı Kehf'in tecrübesini gönlümüzde mıh gibi tutmak bu yüzden umudun baharını hep canlı tutar.
Reklam
Şu fotoğraf bende büyük bir etki yarattı sanki ashab dönemde yaşıyorum bunu görünce
Ebu Katâde'den nakledildiğine göre, Hz Peygamber ﷺ şöyle buyurmuştur: "Hırsızlık açısından insanların en kötüsü, namazından çalandır." Ashab: Ey Allahın Rasûlü! Kişi namazından nasıl çalar? diye sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber:" O ki rükû ve secdesini tam yapmaz." demiştir. -Dârimi, 1/305
Şifa-i Şeriften Son Sözler
Şifa-i Şerîfi, hem bizim, hem de onun okunmasına hizmet edenler için, Kendi rızasını kazanmaya, dünya ve âhiret saâdetini elde etmeye vesile kılsın. Şifa-i Şerîf sebebiyle bizleri, Peygamber Efendimiz'in yakın ashâb ve etbâının zümresine ilhāk eylesin. Bizleri, Peygamber aleyhisselâmın şefâatine nail oldukları için, hesaba çekilmeden, Cennet kapılarının en sağındaki Babü'l-eymen'den içeri gireceklerle birlikte Cennet'ine koysun. "Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duâdan sana sığınırım." AMİN
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yedi
KİTAP TAVSİYEM "YAZAN & 7" ALINTILAR _Kendi tercihleri kendi yollarını döşer... _Hiçbir Şey sabit değildir... _Bir değil binden, sonsuzdan öte değil mi 'senden içre' olan cümlesi... _Kendimle kalabalıklığım doğruydu doğru olmasına ancak, bunca kalabalıklığa rağmen yine de yalnızdım... _Evrenlerin yapısında pek çok
Yazan & 7
Yazan & 7Ayla Kapan · Librum Kitap · 20231 okunma
Reklam
Bir defasında Allah’ın Resûlü, ashâbmdan bir top­ luluğa hitâben şöyle buyurdular: — GIYBET’den sakının! Çünkü GIYBET zinâdan daha kötüdür. Ashâb sordu: — Ey Allahın Resûlü, GIYBET zinâdan nasıl da­ha kötü olabilir? Resûl aleyhisselâm buyurdular: — Zinâ eden kişi tevbe eder, bir daha yapmazsa Allah tevbesini kabul ederek affedebilir. Halbuki GIY­BET edeni, hakkında gıybet ettiği kişi affetmedikçe Allah onu affetmez.
Doğruluk
Yol ikidir: Ya sükût etmektir. Çünkü söylenilen her sözün doğru olması lazımdır. Veya sıdktır. Çünkü İslâmiyetin esası, sıdktır. İmanın hassası, sıdktır. Bütün kemalâta îsal edici, sıdktır. Ahlak aliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. Ålem-i İslamın nizamı, sıdktır. Nev'-i beşeri kâbe-i kemalâta îsal eden, sıdktır. Ashab- Kiram'ı bütün insanlara tefevvuk ettiren, sıdktır. Muhammed-i Haşi mi Aleyhissalâtü Vesselâm'ı meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran, sıdktır. Işarat-ül icaz
Ashab-ı kiram, müziği hayatlarından tamamen silmişlerdi. Abdullah ibni Ömer, ashab-ı kiramın âlim ve yiğit adamlarından biridir. Hizmetçisiyle bir yere giderken bir çobanın kaval çaldığını görmüş ve oradan kulaklarını tıkatıp hızlı hızlı geçivermiş. Uzaktan da hizmetçisine işaret etmiş ve çobanın kaval çalmayı bitirip bitirmediğini sormuş. Bitirdiğini öğrenince açmış kulaklarını. Onların müziğe verdiği tepki buydu. Çünkü Resûlullah'ın müzik hakkında söylediklerini dinlemişlerdi ve bu konu onlar için bitti.
Yine salât-u selâm O'nun ashabının üzerine olsun! O ashâb ki, İslam'ın yüzünü küfrün zifiri karanlığından temizledi, bâtılın kökünü kazıdı. Onlar bâtılın azıyla da çoğuyla da kirlenmedi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.