!!!!!SPOİLER!!!!
Yazar bir Devlet Üniversitesi Kütüphanesinde arşivde çalışan bir memurdur. Okur olarak yazarın bilinç akışına adapte olmada zorlanmadım. Zaten bir boşlukta ve arayışta olan yazar devlet üniversitesi kütüphanesi arşiv yetkilisi yazarın kısaltımıyla DÜKAY’ın ortadan kaybolmasıyla olaylar zinciri başlar. DÜKAY’ın yerine atanır
💮💮💮
Şu martılara hayranım.Gün yirmidört saat zikre muttasıl yaşıyorlar.Beni utandırıyorlar.
Ben beş defa şükrediyorsam onlar her saniye şükrün rengini soluyorlar.
Içimden en son şöyle konuştum Rabbimle.Eğer cennetine gelmek nasip olursa(hep ümitvarız)martılarla konuşmak isterim.Belli ki aşıklar,belli ki dertliler, belli ki vazifedarlar hiç mi
Bu sefer nasıl bir giriş yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Aşk izah edilebilir mi, belli kalıplara sığdırabilir mi? Kelime ile açıklanacak bir durum değil, his ile gösterilemeyen, eskiden beri kullanıldığı haliyle, midede kelebekler uçuşması vaziyetidir. Tabiatı dolayısıyla hareketsiz duran bir taşa anlam yüklemek, Sohrap Sepehri'nin
"...
Bu küçük insanların her gün tanrılara ne gibi eğlenceler, ne gibi zevkler sağladıklarını tasavvur edemezsiniz. Sabahları ağızlarına içki koymayan Olympos sakinleri, öğleye doğru, çok defa kavga ile sonuçlanan görüşmelerde bulunur ve kendilerine arzolunan temenni ve dilekleri dinlerler. Fakat nektarın dumanları beyinlerini ısıtınca ve
Hamdım, piştim, yandım
Bu üç cümleden ibarettir Hayat. İnsan hamdır, nefis ile mücadelesi ile başlar pişmesi, taki Allah'dan gayri herşeye Lâ diyerek başlar sanırım yanması.
Bizim haddimiz değildir ki, Derya' yı incelemek naçizane elimizden gelenleri paylaşmak istedim...