Eski Bakü'nün en önemli tarihi eserlerinden biri, silindir şeklindeki Kız Kulesi. 12. yüzyılda yapılan Kız Kulesi'nin yüksekliği 30 metre. 8 katlı tarihi eserin her tarafında gözetleme pencereleri var. Mesut Bin Davut, Kız Kulesini, 12. asırda tam denizin kıyısına oturtmuş. Zamanla Hazar'ın suları çekilince Kız Kulesi, geniş bir
O âşıklardan biri belki de Kays olanı ya da Ferhat, Ke- rem belki ya da bir başkası inleyerek açtı ellerini: "Ey Sevgili" dedi, "beni koydun ya cennetine, Sen'i göre mediğim cenneti ben neyleyim? Ben dünyada sana benzi- yor diye âşık oldum maşukuma. Ona doğru attığım her adımda Sana geldim. Ve şimdi... Sen yoksan cennet bir damla su, bir yığın ağaç, bir kara taş, bir kuru toprak... Sen'i görmediğim cenneti dilemem ben. İstersen bir kara zindana koy beni, lakin Sen'i göreyim. Ben cennete girmek için sevmedim Sen'i, ben cenneti görmek için âşık olmadım. Ben cennete girmeyi Sen'i görmek için istedim. Sen'in için, Sen'i görmek için Sana âşık oldum. Aşk'a âşık oldum." dedi ve secdeye kapandı bütün âşıklar. Her biri gam ile ağladılar. Ve bir ses işitildi sonra hatiften: "Bu perdeyi ancak aşk aralar..."
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
'papara yemek' deyimi...
Okulun yeygi* durumu çok arıktı.** Ambarda erzak kalmadığı gibi bunları Beykoz'dan sağlamak olanağı da kalmamıştı. Başlıca yiyecek olan ekmek, mavnalarla, ta İstanbul'dan geliyordu. Çuvallara doldurulan sıcak ekmekler, ezilerek hamura dönüyor, Köprü'den Beykoz'a gelinceye dek de deniz suyunu yiyerek iyice ekmeklikten çıkıyordu.
Sayfa 82 - Tekin Yayınevi / * yeygi: sözlükteki karşılığı, hayvanlar için saklanan kışlık yiyecektir. halk dilinde ise kış için saklanan erzak anlamındadır. ** arık: halk dilinde güçsüz, cılız, enez, kuru, sıska, zayıf kimse anlamı taşıyan arık; burada, kışlık yiyeKitabı okudu
Robert K. Merton
Merton, ABD' de bireysel başarı" ile bağlantı idealler ve özlemlerin örneğin maddi zenginlik, ev ve arabaya sahip olmak gibi "Amerikan Rüyası"nın sosyal olarak üretildiğini savunur. Bu hedeflere herkes meşru yollardan ulaşamaz; çünkü sosyal sınıf gibi belirli kısıtlamalar bunlara ulaşmanın önünde engel teşkil eder. Merton'a göre sosyal olarak yapılandırılan sapkınlık da büyük olasılıka sosyal beklentiler ve onlara ulaşma yeteneği veya arzusu arasında bariz bir fark veya gerginlik olduğu zaman gerçekleşir. Bu "gerginlik kuramı" Merton'a göre işsizlik ve suç arasındaki doğrudan korelasyonu açıklar; örneğin parasızlık araba, ev veya başka bir şey satın almanın yasal yollarının mümkün olmadığı anlamına gelir, ama beklentiye uyma baskısı insanları hırsızlığa yöneltebilir. Büyüleyici bir yaşam sürmek, ev ve araba sahibi olmak, zengin olmak üzerine kurulu Amerikan Rüyası başta yoksulluk ve işsizliğin pençesindeki kesimler olmak üzere birçok kişinin kurduğu bir hayaldir.
 şıklar arasında öyle kuşlar vardır ki, ecelden önce kafesten kurtulmuşlardır.
Sayfa 341 - Türkiye İş Bankası
Bunu keselim artık, çarşıya inemem o kadar.   Ah bu yasaklar! Kendi kendimize, başkasının bize, bizim başkalarına, devletin tebaasına, tebaanın devletine, belediyenin hemşerisine, hemşerinin belediyeye koyduğu, koyacağı yasaklar!..   Yasaklarla çevrili bu dünyada yaşayamasak yasaksız yaşayamazdık. Halbuki hayvanlar, hele ehlileri yasaksız ne güzel yaşıyorlar. Hafif, cilve gibi, o da boğaaz derdinden olan zırıltılardan başka, gel keyfim, gel, yaşamıyorlar mı? Yasakları kabul ettik. İnsanoğlu için yasaklı hayvandır da diyebiliriz. Mikroplar bile birer yasak değil mi? Aşklar yasaktır. Gün olur, sular, yemişler bile yasaktır.  İnsanlar birbirine yasaktır.   Canım çekiyor diye öpemem seni güzel çocuk! Canım çekiyor diye giremem sana deniz, göğsüm zayıftır; doktor yasağı. Canım çekiyor diye içemem, körkütük oluncaya, aklı boğuncaya kadar; karaciğer yasağı. Canım çekiyor diye bir vapura binip Haydarpaşa'ya, oradan tabana kuvvet Van'a kadar gidemem. Yollarda geberirim.. Çarşıya inemem. Çarşıyı Allah kahretsin.
Reklam
1,000 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.