Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadınları oturduğu yerden anlamaya çalışan adam; Anlaşılmaz bunlar" deyip çekilir köşesine... Bir kadını anlamak için, ayrıntılarda saklı olan gerçekleri ve büyüleri çözmen gerekir... Daha kapıda bir çift terlikle başlar kadının varlığı, anahtarı unutmuş olma ihtimalini düşünmeden basarsın zile ve bir sıcak tebessüm karşılar seni, tüm yorgunluğunu sırtından aldığı ceketinle birlikte asar vestiyere.. Mutfaktan gelen sıcak aş kokusu, kadının erkeğine duyduğu sıcacık Aşk'ın kokusudur aslında... Akşam içilen bir fincan kahvede edilen iki kelam değil mesele, asıl mesele cemaline ve sesine duyduğu özlemde gizlidir... Annesinin hırçın oğlu, Sen yorganı hep atarken üstünden, kadındır her gece attığın yorganı annen gibi şefkatle üstüne örten... Bir kadını anlamak için ayrıntıları okumak gerekir ve en önemlisi bir kadını anlamak için o kadını yaşamak gerekir... Kadınları oturduğu yerden anlamaya çalışan adam! Önce "adam" sıfatına layık olmak, Sonra, Her gördüğün kadını çantada keklik sanmamak gerekir... Parayla madam olabilirsin ama, Paran var diye "ADAM" - Olamazsın!
Aslında hayatta en büyük saadet yalnız kalabilenlerin saadeti… Asıl yalnızlık yalnız kalamamaktır belki de.
Reklam
“Asıl ‘ben’, otuz beş seneye yaklaşan ömrümde, ancak üç dört ay kadar yaşamış, sonra, benimle alakası olmayan manasız bir hüviyetin derinliklerine gömülüp kalmıştım. “
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
Ama asıl suç yıldızlarda .Yıldızlarda yalancı.kaymıyorlarmış...Küçüken kaç kez bunu umarak dilek diledim ben
Sayfa 339 - özgürKitabı okudu
Içimdeki bir Ben diğer benimle tartışırken Asıl ben sadece olayları izliyorum.
Asıl güç, duygularını bastırmak değil, onları özgürce yaşayabilmektir.
Reklam
Kanla, kudretle mest olur; hoyratlığı, ahlaksızlığı, içindeki kötülüğü büsbütün geliştirir; aklı, duyguları kesinlikle doğal olmayan hareketleri yadırgamaz ve sonunda bundan zevk almaya başlar. Bir zalimde hem insanlık, hem de vatandaşlık tamamıyla yok olmuştur; yeniden onurlu bir insan olması, pişmanlık duyup eski hayatına dönmesi hemen hemen imkânsızdır artık. İşin asıl kötü yanı, böyle bir başına buyrukluk kolayca topluluğa sirayet edebilir; kudret, son derece ayartıcı bir şeydir. Toplum da böyle bir etkiye kayıtsız kalırsa, bu alışkanlığın toplulukta kökleşmesi işten bile değildir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Marquis de Sade ve Marquise de Brinvilliers gibilerini anımsatan bir zevk duyan bazı centilmenler vardı. Bana kalırsa bu duygu, sözü geçen centilmenlerin yüreklerini titreten, hem tatlı hem acı bir duygudur. Kaplanlar kadar kana susamış insanlar vardır. Böyleleri yaradılıştan aralarında hiçbir fark bulunmayan, hatta İsa’nın kanununa göre kardeşleri sayılanların vücutları, kanları, ruhları üzerinde şu ya da bu şekilde sınırsız bir egemenlik kurduklarında, eziyet etmekten bir an geri kalmazlar. Zulüm bir alışkanlıktır; insanda bu alışkanlığın kökleşmesi, sonunda hastalığa dönüşmesi mümkündür. Sarsılmaz inancıma göre, en iyi bir insan bile alışkanlıkla, sanki bir hayvanmış gibi kabalaşıp o derece aptallaşabilir. Kanla, kudretle mest olur; hoyratlığı, ahlaksızlığı, içindeki kötülüğü büsbütün geliştirir; aklı, duyguları kesinlikle doğal olmayan hareketleri yadırgamaz ve sonunda bundan zevk almaya başlar. Bir zalimde hem insanlık, hem de vatandaşlık tamamıyla yok olmuştur; yeniden onurlu bir insan olması, pişmanlık duyup eski hayatına dönmesi hemen hemen imkânsızdır artık. İşin asıl kötü yanı, böyle bir başına buyrukluk kolayca topluluğa sirayet edebilir; kudret, son derece ayartıcı bir şeydir. Toplum da böyle bir etkiye kayıtsız kalırsa, bu alışkanlığın toplulukta kökleşmesi işten bile değildir. Kısacası, bir insana kendi benzerine fiziksel ceza verme hakkının tanınması topluluğun yaralarından biridir; bu yara bir yandan o topluluktaki özü ve vatandaşlık duygusunu kemirirken, öte yandan önüne geçilmez bir düzensizliğe de yol açar.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Senden başka bir şey düşünemez oldum. Bir güzellik karşısında ilk aklıma gelen sen oluyorsun. Asıl büyük ve gerçek güzelliğin sende olduğunu ve senden geldiğini düşünüyorum. Yağmur yağıyor, benim gözlerimde yine sen varsın, yağmur altında, ıslanmış... Damlalar saçlarından yüzüne doğru süzülüyor. Saçların ıpıslak. Üşüyorsun. Fakat yine her zamanki kadar güzelsin. Sonra yağmur duruyor birden, bir toprak kokusu yayılıyor havaya. Senin kokunu hatırlıyorum. Ve yağmur sonrası gökkuşağında gördüğüm senin sevdiğin renkler sadece.
Başparmak yazısında insanın en asil organının başparmak olduğunu medeniyeti insan aklının değil, başparmağın yarattığını söylüyor (s. 36): "Başparmak, insan medeniyetinin yarısını vücuda getirdikten sonradır ki, dimağ, kemik mahfazasında tabiî uykusundan silkinerek konuşmağa başlamış ve belki insan işlerine karışması faydadan ziyâde zarar vermiştir. Aklın başparmağa nazaran esaret veya galibiyetine göre medeniyet ilerlemiş veya gerilemiştir. Bütün taş ve demir sanayii başparmağın, felsefe ve edebiyat gibi boş hünerler de zekânın eseridir. Ortaçağı akıl, bugünkü Amerika'yı ise baş parmak yapmıştır."
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.