lisedeyken en sevdiğim yazardı yıllar sonra tekrar bir kitabını okuyayım dedim. ilk başta tanıdığım kristin hannah'ya hiç benzemiyordu ama kitabın 2. yarısından sonra o tatlı alışılmış nostaljiyi yine yaşattı bana ve karakterlerle asıl bağ kurduğum kısım da yine bu 2. part oldu.. çoğu kişi kitapta bazı şeylerin açıklanmamış olmasından yakınmış ama bence kitabın ismini bu detay tam anlamıyla karşılıyor, adı üstünde "mucize.". karakterler de nasıl olduğunu anlamıyor, bir sebep bulamıyorlar ama hissettikleri şeye kendi kalplerinde inanmaya devam ediyorlar. bu ayrıntısıyla daha da çok hoşuma gitti. genel olarak beğendiğim bir kitap oldu ama diğer kristin hannah kitaplarının yanından bile geçemez diye düşünüyorum.. o yüzden 7/10 verdim️
Bütün hareketleri durduran yerçekimiydi belki de. Değişimi engelleyen asıl güç. Yerçekimi. Bizi aşağı doğru, kendine doğru, giderek içine çeken bir yer vardı. Hayatın akışını değiştirmek de belki bu yüzden imkansız hale geliyordu.
Manhattan Sosyal Kulübü'ne sıkça gittiği zamanların birinde asıl adı Samuel Langhorne Clemens olan dünyaca ünlü yazar Mark Twain ile tanışır. Tom Sawyer ve Huckleberry Finn gibi çocuk kahramanlarıyla yaşadığı dönemde bile kendisine geniş bir okur kitlesi edinmiş olan Mark Twain için şöyle diyecektir Tesla: "Aslında onunla ilk tanışmam bu
İnsan bildiğini değil, asıl inandığını özlermiş. Varlığını bilip de varamamanın özlemi başkadır. İnsan, içimizde bekleyen boşlukların sahibini özler. Hiç gelmeyen biri özlenir mi? Belki de en çok onlar özlenir. Hiç gelmemiştir. Hatırlanacak bir duygu, bir iz bile yoktur ama onların yokluğu bir yanını yakar adamın!
Tarih. Ben tarihi takmam, tarihin canı cehenneme demeye kalkışırsan, bilesin ki asıl senin canın cehenneme yönelmiştir ve belki yarı yolu kat etmiştir bile.
Sayfa 34 - şûle yayınları, ikinci baskı, 2004, cağaloğlu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı.
"Merhaba."
"Selam," dedi Julia uykulu ve
Biraz fazla eleştiriye maruz kalmış bir kitap gibi görünse de yorumlardan anlaşıldığı üzere, bana göre çok keyifli ve duygu yoğunluğunun fazla olduğu bir kitaptı. Evet sayfa sayısından ötürü biraz uzunca bir sürede bitmiş de olsa, her satırını keyifle okudum ve özümsedim.
Konuya geçecek olursak Elsie genç yaşta kanser mücadelesi veren kocasını
Araya başka kitaplar ekleyerek yavaş yavaş okuduğum farklı bir yolculuk oldu. Yazarın daha önce Evren'den Torpilim Var kitabını da okumuştum. Açıkçası kullandığı dilin günlük konuşma jargonunda olması zaman zaman beni rahatsız etti. Ama kitabın asıl anlatmak istediği metine odaklanmaya çalıştım. Kişisel gelişim kitaplarına has bir yol gösterme vardı. Kendimi bulduğum, altını çizdiğim ve yanına notlar aldığım birçok nokta oldu. Ama en son cümlesi aslında kitabın önündeki aynaya yakışır güzellikteydi. Yazarın kurduğu cümle benim beynimde şöyle yankılandı "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. "
"Böylece beni bir sıkıntı bastı. Kalkıp gitmek istedim, akşamı düşündüm. Odanın serinliğini, gözlerimde sıkışmış güvercini, duvarların içindeki uğultuyu sonra. Uykunun adımlarını. Her şey çok yavaş. Kendimi havada asıl
kalmış bir toz... Işık azalıyor, karanlık bastırmadan, sıkıntı böyle zamanlarda başlıyor."