ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Açlık Oyunları
Nefis terbiyesinde çokça anlatılan kudsi bir hadistir. Allah (cc) nefse sorar; sen kimsin, ben kimim? Nefis; "ene ene, ente ente; sen sensin, ben benim" der. Keyfiyeti Allah (cc) tarafınca bilinen bir süre, ateşle terbiye görür. Sonra Rab yine sorar, cevap değişmez. Bu defalarca tekrarlanır, her defasında cevap aynıdır; Nefis;
Reklam
Bir şeylerin eksikliğini fark etmeden, ne olduğunu ne kaybettiğini bilmeden yaşamak hayatında neden çektiğini bilmediğin o ıstırabın asıl sebebi olabilir. Zaman bildiğimizden daha kıymetli, hayatlarımız sandığımızdan daha anlamlı ve vazifemiz düşündüğümüzden çok daha kutsal olabilir.
Destek yayınlarıKitabı okudu
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Şüphesiz ki bu Kur’an, en doğru yola iletir…” (İsra,9) “Bizim vazifemiz, içinde yaşadığımız cahiliye toplumunu değiştirmek için ilk önce kendimizi değiştirmektir.” “Allah’ın terazisinde asıl ve en büyük değer olan âkide, Allah’ın pazarında kendisiyle alışveriş yapılabilecek yegâne araç, imandır. En parlak, en muhteşem
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretlerSeyyid Kutub · Pınar Yayınları · 20194,899 okunma
Vazifemiz hizmettir, vazife-i İlahiyeye karışmamak ve hizmetimizi onun vazifesine bina etmekle bir nevi tecrübe yapmamak olmakla beraber; kemiyete değil, keyfiyete bakmak hem çoktan beri sukut-u ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevk eden dehşetli esbab altında Risaletü'n-Nur'un şimdiye kadar fütuhatı ve zındıkaların ve dalaletlerin savletlerinin kırılması ve yüz binler bîçarelerin imanlarını kurtarması ve her biri yüze mukabil binler hakiki mü'min talebeleri yetiştirmesi, Muhbir-i Sadık'ın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vukuat ispat etmiş ve ediyor ve inşâallah daha edecek. Hem öyle kökleşmiş ki inşâallah hiçbir kuvvet Anadolu'nun sinesinden onu çıkaramaz. Tâ âhir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri (yani Mehdi ve şakirdleri) Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişlendirir ve o tohumlar sümbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a şükrederiz. Said Nursî (Sikke-i Tasdiki Gaybî 168.sh - Risale-i Nur)
Enver NeşriyatKitabı okudu
Bir şeylerin eksikliğini fark edemeden, ne olduğunu ne kaybettiğini bilmeden yaşamak hayatında neden çektiğini bilmediğin ıstırabın asıl sebebi olabilir. Zaman bildiğimizden daha kıymetli, hayatlarımız sandığımızdan daha anlamlı ve vazifemiz düşündüğümüzde daha da kutsal olabilir.
Reklam
Bir şeylerin eksikliğini fark edemeden, ne olduğunu ne kaybettiğini bilmeden yaşamak hayatında neden çektiğini bilmediğin o istırabın asil sebebi olabilir. Zaman bildiğimizden daha kıymetli, hayatlarımız sandığımızdan daha anlamlı ve vazifemiz düşündüğümüzden çok daha kutsal olabilir.
Sayfa 44 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Hayata Müslümanca bakmak" diye bir vazifemiz olduğuna göre, dünyaya sadece süs ve keyif için gelmediğimizi, kurduğumuz devletlerin asıl amacının Müslümanca siyasi pratikler ortaya koymak olduğunu, bu pratikleri engelleyen durumların aslında bizim aleyhimize döndüğünü de aklımızdan çıkarmamalıyız
Misyonerlik faaliyetleri...
1909'da Filistin'deki Zeytun Dağı'nda toplanan Genel Misyonerler Kongresi'nin sözcüsü şunları söylemişti: "Batı'nın İslâm alemindeki yüz yıllık misyonerlik faaliyetleri büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü bu zaman zarfında müslümanlığı terkedip hristiyanlığa geçenler ya baskılara boyun eğip çeşitli vaatlere aldananlar ya da geçim derdine düşüp zorunlu olarak bize gelen fakirlerdir". Bu sözler üzerine kürsüye gelen -Mısırlıların da tanıdığı- papaz Zwemer şöyle konuşmuştur: "Bu sözler misyonerlerin, İslâm alemindeki görevimizin hakikatini bilmediklerini gösteriyor. Bizim vazifemiz hiçbir zaman müslümanları, hristiyan yapmak için İslâm'dan çıkarmak değildir. Bizim asıl vazifemiz onları yalnızca İslâm'dan çıkarmak, öğretilerimize, hakimiyet (=nüfuz) ve fikirlerimize boyun eğmelerini sağlamaktır. Bunda da tam bir başarıya ulaşılmıştır.
Medeniyet: İki Ucu Keskin Kılıç
"Hayata Müslümanca bakmak" diye bir vazifemiz olduğuna göre, dünyaya sadece süs ve keyif için gelmediğimizi, kurduğumuz devletlerin asıl amacının Müslümanca siyasi pratikler ortaya koymak olduğunu, bu pratikleri engelleyen durumların aslında bizim aleyhimize döndüğünü de aklımızdan çıkarmamalıyız...
132 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.