Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin işte. Ve asıl bilmediğin en büyük yalnızlık da senin verdiğin yalnızlıktan başka bir şey değil. Senin yokluğundan gelen o yalnızlık olmasa, öbür yalnızlıklar bana bu kadar koymazdı.
İnsanlardan ayrı yaşamak şöhretin ta kendisidir. Halktan uzaklaşarak inzivaya (bir köşeye) çekilmek, hiç kimse ile görüşmeyerek tenhada yaşamak, uzlet (yalnızlık) değildir. Belki de büyük şöhrettir. Şöhret ise afettir. Asıl uzlet, halkın içinde yaşarken Hakk’ı seyir ve temaşa etmektir.
Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin işte. Ve asıl bilmediğin en büyük yalnızlık da senin verdiğin yalnızlıktan başka bir şey değil. Senin yokluğundan gelen o yalnızlık olmasa, öbür yalnızlıklar bana bu kadar koymazdı.
Ama yalnızlık insana acı gelir..."
"Elbette acı gelir. İçli insan zaten ne zaman acıdan kurtulur ki, ama asıl güzellik de buradadır."
"Acıda mı? "
"Evet, acıda!"
yalnızlık duygusuydu asıl acı veren. dua etmek geldi içimden. iki yıldır dua etmemiştim - liseyi terk edip deli gibi kitap okumaya başladığımdan beri. ama şimdi dua etmek istiyordum yine. yararı olacağından, kendimi daha iyi hissedeceğimden emindim, çünkü çocukken iyi gelirdi bana dua etmek.
‘Bence asıl yalnızlık dertleşecek birini bulamamaktır. Öyle çok istiyordum ki birine derdimi anlatmayı , anlatmaktan çok anlaşılmayı istiyordum. Yalnızdım zira anlaşılmıyordum. Ama konuşmadım. Sadece bekledim…’