Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması. Ve bilir misin ? Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması... "Ben" deyip susması, "Sen" deyip ağlamaklı kalması.. Nazım Hikmet RAN
Akıl da bu evrenin bir yaratıcısının bulunduğuna delalet eder. Bu koskoca evreni, içindeki küçük büyük, canlı cansız, dilli dilsiz, akıllı akılsız, değerli değersiz bütün varlıkları tek bir "yasa" düzenlemektedir. Bu yasa, hem atomu, hem saman yolunu düzenlemektedir. O kadar ki, fen bilgini atoma baktığında; yapısında güneş sisteminin yapısına benzer, farklı olmayan bir yapıyla karşılaşır. Bütün yaratıklarda çiftlik esastır. Eskiden insanlar bunu, insan ve hayvanda erkeklik ve dişilik olarak tanımlıyorlardı. Hurma gibi bazı bitkiler için de, aynı mülahazayı yaptılar. Daha sonra bilim, bütün bitkilerde erkeklik ve dişiliğin bulunduğunu keşfetti. Hatta elektrik gibi bazı cansız maddelerde de çiftliği eksi artı şeklinde buldular. Bütün evrensel yapının özü olan atom çekirdekle birlikte, bir eksi ve bir artı yükten oluşur. Bu yeni bilimsel buluş, ondört asır önce Kur'an'ın getirdiği şu hakikati tasdik etmekten ibarettir: "Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden çift çift yaratan ALLAH münezzehtir." (Yasin,36.)
Reklam
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
Özlem
" Kutlu fethin büyük adamı Mehmed sekiz asır beklendi. Beş asırdır da özleniyor."
Sayfa 39
Peki eski Osmanlı kaynaklarında piramitler hangi isimle adlandırılıyordu? Cevap: Yusuf Ambarları. Biz bugün tarih ve arkeolojik bulguların çoğunu yabancıların literatüründen öğrenmeye çalışıyoruz. Halbuki o topraklarda bir İngiliz bir asır kaldı ise Osmanlı tam dört asır kalmıştı.
“Öyle bir asır ki bu; ne akıl yerinde durur, Ne de beşerin özrüne veda da bulunur sürur.” [Kenan Taban]
Reklam
Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür ona an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması ! [Nazım Hikmet ] 
" Düzelteyim en baştan; Sabahattin Ali ölmedi, başına sopa vurarak öldürdüler. Orhan Veli belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve akabinde beyin kanaması geçirip öldü. Nazım Hikmet şiirleri ve yazıları yüzünden birçok kere yargılandı sürgünde, vatan hasretiyle öldü. Ahmet Hamdi Tanpınar ölmeden evvel yazdığı pusulada; "İçimde her şey alt üst. Bittabi hastalığımdan ziyade parasızlıkla meşgulüm. Cebimde yalnız bir lira var. Parasızlığım büyük hastalıklar gibi hemen hemen hiçten başladı, büyüdü, çoğaldı beni altına aldı. Etrafım alacaklı ile dolu. Cebimde borç senetleri var.” diye not düştü tarihe. Mehmet Akif Ersoy durumuna üzülüp, yiyecek ve ev eşyası getirmesinler diye oturduğu adresini değiştirdi nihayetinde yoksulluk içinde öldü. Peyami Safa’da keza aynı akıbeti paylaştı. Safa, ev kirasını ödeyebilmek için telefonunu satılığa çıkardı ve son günlerinde hayatının özetini ; “Yarım asır süren uzun bir mahrumluk, hastalık ve işkenceden başka bir şey olmamıştır.” diyerek dile getirmeye çalıştı. Onat Kutlar bombalı saldırıda katledildi. Ümit Kaftancıoğlu “solcu olduğu için” silahla tarandı. Musa Anter hain bir pusuya kurban gitti. Metin Altıok ve Behçet Aysan’ı diri diri yaktılar. Uğur Mumcu arabasının altına konan bomba sonucu faili meşhur bir suikaste kurban gitti. Unutmadan; Can Yücel’in mezarını balyozla parçaladılar. Söyleyeceklerim bu kadar.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.