Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil; tarihini, müzigini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.
Kadın için büyük sevgi ya paradır ya acıma ya da gerçekten aşk.
Reklam
Aşk ayrılığı ölümden daha şiddetlidir.İnsanı sersemletip hayattan soğutması bir yana tam bunalımların ortasında bırakır. İnsan bu durumda yapayalnızdır, kimsesizdir, elleri üşümüş, ayakları donmuştur; bedeni, aklı, beyni esrarkeşlere özgü alemlere dalmıştır.
Aşk, iki kişiliktir. Yüreğini ortaya koyan kazansın...
Aşk neydi? Bir kalbin derin nefesler alışı, gözlerin vücut üzerinde gezintisi miydi? Ten kokusuna duyulan arzu, çıplak bir bedeni kendi yüzünde hissetmek mi? Bu aşk kime yakın, hangimize?
"Seni, annen kadar sevecek ve baban kadar merak edecek hiç kimse yoktur; o yüzden kimse bana aşk'tan bahsetmesin."
Reklam
Mum gibi erimiyorsa insan, “Yanıyorum” dememeli; Yanmaktan korkuyorsa kişi Aşk Kapısı”ndan girmemeli Ya “Kor Yürekli” olmalı insan Ya da kor barındıracak kadar “Yürekli
"Biliyorum, imkânsız aşk bu! Ama hükmedemiyorum kendime..." demişti Murat. "Çünkü, Yüreğim Seni Çok Sevdi!.." Ardından da dizelere dökmüştü sevdasını.
Aşk denen şey bazen yürür, bazen uçar; bazen koşar biriyle birlikte; bir başkasıyla ölümcül yürüyüşe çıkar; üçüncüyü buzdan heykele çevirir; dördüncüyü atar alevlerin içine. Birini yaralar; öldürür ötekini. Aynı anda çakıp sönen bir şimşeğe benzer. Geceleyin saklar şafakta zapt edilecek kaleyi. Çünkü dayanacak güç yoktur karşısında.
CervantesKitabı okudu
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.