Aşk İşgal Değildir
" Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur… Bu dünyayı kolaylaştıracaksın diye kapılarımı açtım. Bir yol boyu pınarısın sen. Kan ter içinde geliyorum bir yudum serinlik için, içindeki çirkefle simsiyah ediyorsun. Attığım hiçbir adım için kimseye hesap vermedim ben. Kimse için zaman saymadım. Aşk değil işgal bu. Gittikçe herkese benziyorsun. İçindeki cehennem ilgilendirmiyor beni. Bana gülün gerekli, dibindeki gübre değil. Anlıyor musun?"
Aşk serbest bırakmaktır. Coşkudur. Birinin hayatını işgal etmek , onu yok saymak değildir…
Reklam
Zavallı Charles, ne kadar zeki, ne kadar cazip bir erkekti; tam benim hoşlandığım tipte bir adamdı. Dediği belki de doğruydu. Swann'dan hoşlandığı bir dönem olmuştu; kendisinin, Swann'ın tipi olmadığı dönemdi bu. Aslında, daha sonra da, asla onun tipi olmamıştı. Buna rağmen Swann onu çılgınca, üstelik acı çekerek sevmişti. Bu çelişki daha sonra
Sayfa 325 - 14. Baskı, 2019 - Çeviren: Roza Hakmen
Aşkın getirdiği duygular, onları yaşadıkça bizi büyüler ve yoksunluklarında fantezilerimizi işgal eder. Aşkın coşkusu ve ızdırabı şiire, müziğe, edebiyata, pembe dizilere ve aşk romanlarına diğer her konudan daha fazla hâkimdir. Sosyal bilimlerdeki yaygın inanışın aksine aşk, Batılı aylak sınıfların meydana getirdiği yeni bir icat değildir. Tüm kültürlerden insanlar aşkı deneyimler ve aşk için özel ifadeler türetir. Bağlılığın temel bileşenleri, sevilen kişilere yönelik idealize edilmiş kimi düşünceler, derin bir empati ve ezici bir tutku ile birleşen aşkın böylesine yaygın olması, bizi onun insan deneyiminin kaçınılmaz bir parçası ve herkes açısından durumun benzer olduğuna ikna edebilir.
Sayfa 12 - Liberus Yayınları • Cinsel İlişkinin KökenleriKitabı okudu
Aşk işgal değildir.
“Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur. Otuz iki yıl kalbimi ve gövdemi silerek kurduğum dünyanın önüne almamı bekleme seni. Ne kadar derinden gelirse gelsin, ne kadar yakıcı olursa olsun, görünmez bir boşluğu o da bir sürelik dolduracak bir ses için onca yılı hiçleyemem. Bu dünyayı kolaylaştıracaksın diye kapılarımı açtım. Bir yol boyu pınarsın sen. Kan ter içinde geliyorum bir yudum serinlik için, içindeki çirkefle simsiyah ediyorsun. Attığım hiçbir adım için kimseye hesap vermedim ben. Kimse için zaman saymadım. Aşk değil işgal bu. Gittikçe herkese benziyorsun. İçindeki cehennem ilgilendirmiyor beni. Bana gülün gerekli, dibindeki gübre değil. Anlıyor musun?”
Aşk işgal değildir!
"Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur. Otuz iki yıl kalbimi ve gövdemi silerek kurduğum dünyanın önüne almamı bekleme seni. Ne kadar derinden gelirse gelsin, ne kadar yakıcı olursa olsun, görünmez bir boşluğu o da bir sürelik dolduracak bir ses için onca yılı hiçleyemem. Bu dünyayı kolaylaştıracaksın diye kapılarımı açtım. Bir yol boyu pınarısın sen. Kan ter içinde geliyorum bir yudum serinlik için, içindeki çirkefle simsiyah ediyorsun. Attığım hiçbir adım için kimseye hesap vermedim ben. Kimse için zaman saymadım. Aşk değil işgal bu. Gittikçe herkese benziyorsun. İçindeki cehennem ilgilendirmiyor beni. Bana gülün gerekli, dibindeki gübre değil. Anlıyor musun?"
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi Yayınevi / Kasım 2015Kitabı okudu
Reklam
146 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.