Kitap 2 gün önce bitti ama şoku atlatıp düşüncelerimi yazabilmem için epey bir zaman gerekti gerçekten de. Tek kelimeyle anlatacak olursam, efsaneydi. Bolca şok, ihanet, aksiyon. Ve en çok da hüzün. Hem de normal bir hüzün falan değil, böyle kalbinizi düğümleyecek türden. Beklememe kesinlikle değdi, eğer fiyat konusunda sıkıntı yaşamayacaksanız
Tomris Uyar 'ın ilk eşiydi. Aynı kolejde okumuşlardı, birbirlerini okurken sevmiş ve mezun olduktan sonra aşklarını evlilikle taçlandırmışlardı. Ülkü Tamer de şair, gazeteci, oyuncu ve çevirmendi. Hatta Cemal Süreya ile "Papirüs" isimli bir dergi çıkarıyorlardı ve kurucuları arasına daha sonra Tomris Hanım da eklenecekti.
𝐆𝐈𝐑𝐈𝐒
Bu eseri yazan ve Boşnak Müslümanlarının çektiği zulmü, okurken vücudumuzdaki tüyleri diken diken edecek bir esere imza atan
Sinan Akyüz'e teşekkürlerimi sunarım. Kitabı okurken, elimden geldiğince ince bir titizlikle ve objektif bakış açısı ile okumaya çalıştım, incelememi bu titiz çalışmam ile gerçekleştirdim. Yeri geldiğinde duygularımın
Kafkas savaşlarının dokusunu oluşturan feryatların, naraların, silah seslerinin arasında, zaman zaman huzur veren bir melodi de duymak mümkündü. Fatma'nın ölümünün ardından Şamil'in gözde eşi olan Ermeni esir Şuanat'ın aşk hikayesi, savaşın hengamesinde işte böyle bir nefes alma imkanı sunuyor. Şamil'in önde gelen
𝓐𝓢̧𝓚 𝓗𝓘̇𝓚𝓐𝓨𝓔𝓢𝓘̇
“Sevgili uğruna kurban olan kim? Hangimiz hakikatli âşık?”
Gunala, İshak, Bahşı, Kaknusia…
25 sene feda edilen canlar, ömür, emek, umut, hasret, sadakat, vuslat hayalleri…. Çırpındılar.. İmdat istediler Allah’tan..
Bahşı ve Kaknusia birbirlerini sevdiler. Papaz babası vermedi kaçarak nikahlandılar. Babası peşlerindeydi söz verdi
AZGIN VAR
Merhabalar bugün harika bir öykü kitabıyla karşınızdayım. Yazar nilargok kaleminden #azgınvar eserini büyük bir keyifle okudum.Kitap 128 sayfadan oluşmaktadır ve içeriğinde tam 14 tane birbirinden farklı öyküler mevcut.
Her öykü de farklı bir his farklı bir düşünce sarıyor bizleri; ölüm, aşk, yanlızlık, çaresizlik, umut gibi duyguları
Atatürk kendisi için yaşamayı seçmedi hiçbir zaman. Türk kadınına örnek bir figür olan Latife Hanım’la evlendi; iyi eğitimli, iyi derecede yabancı lisan bilen biriydi çünkü. Bu da annesinin vasiyetiydi. Bu yüzdendir Latife tercihi... Hiçbir şey kalbinden koparıp atamamıştır Fikriye'yi.
Atatürk’ten Fikriye Hanım'a;
“İçsem de bir kadeh
Büyük merakla okuduğum kalin ama bir o kadarda akıcı fantastik evrenin kapılarını açmakla kalmayıp sizi icine çeken bir kitap . Kitabın oluşturduğu evren oldukça güzeldi bana biraz Harry Potter'i anımsattı aslında. Akademide öğrenilen dersler ve büyülü olması açısından. Kurgusunu ve karakterleri kolaylıkla benimsiyorsunuz hatta fazlaca
"Adam eksik olanı tamamlamak için kendini hırpaladı, kadının bakışları hep uzaklara daldı."
"Kadına bir yüzük alabilmek için gece gündüz bir tamirhanede çalıştı adam, tırnakları kirli diye terk etti kadın...
Aşk o gün kaybetti..."