Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim
Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu. Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler. Çarşılar evleri çoktan teslim almıştı. Kızlar şarkısını kimseye söyleyemiyordu. Sokaklardan esen güneş değil, geri çekilme duygusuydu. Annelerin sütünde ışık yoktu. Kaba adamların kalın sesi örtmüştü ülkeyi. Güzellik, insanların gelecek düşlerinden çoktan çıkmıştı. Kimsenin ortak türküsü yoktu ve kimse türküsünü bir başına söyleyemiyordu. Bir yere gitmeden, gelecek birisini bekliyordu herkes. Koro halinde susuluyordu ve yalnızca yüksek sesle konuşanlara inanır olmuştu insanlar. İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti. Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi.
Kadın saçlarında ilmek ilmek ördü aşkı; adam o saçlara taç yaptı çiçeklerden.
Kadın gözbebeğinde büyüttü sevdiğini; adam o gözlere doyamadı bakmaya.
Kadın sesinde can verdi sevdaya; adam harf harf, hece hece haykırdı sevdasından.
Kadın içinde bir dünya barındırdı; adam kadınını değişmedi dünyaya.
Sonra kadın gitti..
Dünyası yıkıldı adamın başına;
Turgut Uyar yle birgün yollara vursam kendimi,
sol pazımın üstünde meşin musla elimde değnek
en erkekçe aşk türkülerle el ele vererek,
muhteşem cünbüşüne başlamadan hicret mevsimi..
iplik iplik dizilmiş turnalar gökte, ben yolda
hepimiz aynı bahtın esiri olmuşuz habersiz.
sakın garipsemeyin, eğer, birgün işitirseniz;
turgut vardı ya hani, kaybolmuş
Şarkılar geliyordu uzaktan
Oturdum deniz kenarına seni andım
İnsanlar geçti yanımdan
Çeşit çeşit insanlar
Kimisinin yiyecek ekmeği yoktu
kimisinin içecek suyu
Kimisinin aşk sarmıştı başını benim gibi
Küfrediyordu kimisi yıldızlara denize
Yaşamaktan bıkmıştı
İstiyorum keyfimce bir çoban türküsü çağırayım.
Sonra akşam yorgun argın karanlık bir köye varayım
Üşüyeyim, ısınayım, bir tuhaf olayım insanlar arasında..