Aşk her zaman büyük anları paylaşmak değildi.
Eskiden insanların birbirini tanıması için uzun zaman geçmesi gerektiğine inanırdı. Halbuki şimdi zaman denilen kavramın farklı türleri olduğunu düşünüyordu. Aslında tek bir kelime ile birden fazla şey açıklamaya çalışıyorduk. "Zaman-1" körelmiş alışkanlıkların, köhnemiş uğraşların, habire telaş içinde ama hep yerinde sayarak koşturmacaların monoton ve mekanik gidişatıydı. "Zaman-2" sürprizlerle ve sihirle dolu, iniş çıkışı bol, pupa yelken, sarhoş edici bir akıştı. "Zaman-3" Tanrı'nın mutlak zamanıydı. Zaman-1 ve Zaman-2 aynı hızda akmıyordu. Zaman-3 ise her şeyi kapsayarak diğer zamanları hem yutuyor, hem yaratıyordu.
Sayfa 410
Reklam
O zaman sessizlik...
Söz'ün ne olduğunu sözler anlatamaz.
Sayfa 23 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
Aşktır...
"Sen mi geldin?"dir. Dünyanın en güzel sorusudur.
Bütün evren bana muhtaç, hayatı benimle bulur insan.
Sayfa 23 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
İçin için yanarak gülümsiyecek sadece.
Sayfa 21 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
Reklam
Benim düşlediğim aşk iki insanın birbirini sahiplenme çabasından çok daha öte bir şey.
Aşktır...
Kaybetmenin hiç bu kadar güzel olamayacağı tek durumdur...
Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde... Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
Sayfa 407
Sırtla yavuklunu, buralardan tüy! Yakacık yolundaki o taş evi kirala. Gündüzleri ortaklaşa sevinin, tasalanın; geceleri bir yer döşeğini ortaklaşa ısıtın. Bir kızınız olsun, ismini Şiir koy. Nikahlanin da! Niye öyle bir tuhaf baktınız? Tabii nikâhlanırım. Benim gibi esmer, onun gibi civan kalpli yavrumuza piç dedirtecek değilim ya! Ertesi gün ayılır, sokağı boylayınca bir başkalaşırdım: Gerçekçi, ötesini hesaplayan, bilgeliğini takınmış çağdaş bir insan... Kuşluk vaktine erişince aşk nöbetleri yeniden sökün ederdi: Nigâr’sız yaşanamaz, dedik ya! Nigâr’sız ne İstanbul, ne sen, ne ben, ne ölüm korkusu var! Ucundan tutulmaya değer bir iş bile yok... Ocağın onsuz yanmaz. Su, boğazından lıkır lıkır geçmez. Ekmeğin bayat, urban iğreti, sohbetin yitik.
Reklam
Her cümlede kendimi bulmam peki...
İlk adımı atan Güzellik oluyor işte.
Sayfa 17 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
İktidar merdivenini hızlı hızlı çıkanlar tepetaklak oldu. Başarıya alışkın insan zanneder ki ilelebet muzaffer ve zengin kalacak. Ve her mağlup zanneder ki ömür boyu belini doğrultamayacak. Halbuki ikisi de yanılır. Şu fani dünyada rüzgar çabuk yön değiştirir. Hüznü de neşeyi de, zaferi de yenilgiyi de, hiçbir şeyi kalıcı sanma. Bir de bakmışsın galip güçten düşmüş, zayıf palazlanmış.
Sayfa 406
ÇILGINLIK BİLGESİ Anlamalıydım perişan halinden. Şimdi sus bakalım susabildiğin kadar! ...
Sayfa 17 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
Aşktır...
Aşk gitmektir. Gitmeyi bilmeyene, beklemeyi öğretemeyendir. Aşk, baharsız mevsimlerin adıdır...
ÇILGINLIK BİLGESİ ... Neden susuyorsun, dilini mi yuttun oğlum? Hayallerin sözleri ürküttü mü yoksa? ...
Sayfa 16 - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi YayınıKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.