Sign up
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size infinitium _kitap_toplulugu ile birlikte okuduğumuz Albert Camus'tan Sisifos Söyleni adlı kitabı ile geldim.
1942 yılında yayımlanan Sisifos Söyleni'nde Camus, kendi bakış açısından absürt felsefeyi (absürdizm) ele alıyor. ("Söylen" kelimesinin de "mit, efsane"
"AŞKIN KAPISI"
"Her insan kendine bir değer biçer, affeder ve vermeder. Sonra kendine biçtiği bu değere şahit arar. Bu değere şahitlik edenleri sever. Biçtiği bu değerden bile çok değerli olduğunu iddia edip şahitlik edenler ise âşik olur. Çektiği acıların kaynağı budur."
Yaşamda tesadüf kavramına fazla inananlardan
Bir seferinde ağabeyi aşk oyunlarını en ufak girdisine çıktısına varıncaya dek anlatırken, Aureliano onun sözünü kesip, nasıl bir şey oluyor? diye sordu. Jose Arcadio duraksamadan yapıştırır yanıtı:
Yer sarsıntısı gibi tıpkı.
Bazı duygular vardır anlatılmaz, anlaşılır sadece.Sevenin sevdiğini bilmesi kadar sevilen de anlar sevdiğini.Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.Coğu defa bir bakış yeter de artar bile.
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.”
Selim İleri'nin ön sözünde bahsettiği gibi ''Bugün hala Siyah Gözler'den habersiz nice edebiyatsever...”var.Onlardan biri de maalesef ki benim.. Siyah Gözler bundan tam bir asır önce kalem alınmış yazarı erkek olmasına rağmen kadın karakterin psikolojik tahlillerini ustaca yapılmış muazzam bir eser. Kitabın son sayfasında tarih 17 Temmuz 1326 [29 Temmuz 191O] okuduğum zaman itibariyle ise takvimler 29 Nisan 2024 görüyorum ki ilişkilerdeki partnerler arasındaki karşılıklı iletişim bozukluğunda bir değişiklik yok. Kadınlar başta aşka koymasının nedeni bir kez daha anladım.Çünkü kadınlar bir kez aşka teslim olunca ve partnerinin yanlış özensiz tavırlarıyla karşılaşma ihtimalinde kolaylıkla kontrol çıkabiliyor. Kuruntular silsilesi başlıyor… artık beni sevmiyor artık bana değer vermiyor beni bırakacak beni terke edecek sadece ben çok seviyorum vs vs…ilişkide her iki taraf için çekilmez hale geliyor… Cemil Süleyman yüz yıl öncesinde bunu otuzlu yaşlarında dul bir kadının bakış açısından bizlere oldukça iyi yansıtmış. Akıcı ve kısa ama etkisi uzun güzel bir kitap…
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,302 okunma
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.”
Selim İleri'nin ön sözünde bahsettiği gibi ''Bugün hala Siyah Gözler'den habersiz nice edebiyatsever...”var.Onlardan biri de maalesef ki benim.. Siyah Gözler bundan tam bir asır önce kalem alınmış yazarı erkek olmasına rağmen kadın karakterin psikolojik tahlillerini ustaca yapılmış muazzam bir eser. Kitabın son sayfasında tarih 17 Temmuz 1326 [29 Temmuz 191O] okuduğum zaman itibariyle ise takvimler 29 Nisan 2024 görüyorum ki ilişkilerdeki partnerler arasındaki karşılıklı iletişim bozukluğunda bir değişiklik yok. Kadınların başta aşka karşı koymasının nedenini bir kez daha anladım.Çünkü kadınlar bir kez aşka teslim olunca ve partnerinin yanlış özensiz tavırlarıyla karşılaşma ihtimalinde kolaylıkla kontrolden çıkabiliyor. Kuruntular silsilesi başlıyor…
artık beni sevmiyor, artık bana değer vermiyor,
beni bırakacak,aldatacak beni terk edecek sadece ben çok seviyorum vs vs…daha milyonlarca sayabileceğim bu kuruntular ilişkiyi her iki taraf için çekilmez hale getiriyor…ve kimi zaman geri dönüşü olmayan psikolojik yıkımlara da neden olabiliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi Cemil Süleyman yüz yıl öncesinde otuzlu yaşlarında dul bir kadının bakış açısından tüm bu psikolojik duygu durum bozukluklarını bizlere oldukça iyi yansıtmış. Akıcı ve kısa ama etkisi uzun zamansız güzel bir kitap…
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,302 okunma
Sözleri ve okşayışları aşağıla, sarılışlara küfürler yağdır, ama Aşk’a dokunma dostum:Çünkü sonsuzluğa şöyle kısacık bir bakış atabilmen ancak onun aracılığıyla mümkündür.
Shakespeare'in Soneleri, aşka dair her şeyi anlatan bir kitap gibi. Tutuşlu coşkusundan derin kederine kadar her duyguyu inceliyor. Aynı zamanda güzellik, ölüm ve zamanın geçişi gibi evrensel temalara da değiniyor. Shakespeare'in sade dili ve güçlü imgeleri, bu soneleri herkes için keyifli hale getiriyor.
Düşünsene, 154 farklı sone var ve her biri farklı bir duyguyu, farklı bir bakış açısını yansıtıyor. Aşkın karmaşıklığını ve güzelliğini anlamak için Soneler'den daha iyi bir kaynak olamaz.
Tabii, aşk sadece bir tema. Soneler, dostluk, aile ve kayıp gibi diğer önemli konulara da değiniyor. Shakespeare'in evrensel dili ve duyguları, bu soneleri herkes için anlamlı kılıyor.
SonelerWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,9bin okunma
Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Rus yazar olan İvan Bunin'den kısa fakat masalsı, arka planda tarihsel bir gerçekliğin aktığı, yakıcı ve imkansız aşk gibi temaları yoğun bir anlatımla aktardığı Suhodol Köyü'nü okudum. Ürettiği dönemin karmaşık yapısından etkilenmiş ve sürgünde geçirdiği zamanlar olmuş Bunin'in. Özgürlükçü bir bakış açısına sahipmiş ve 1933 yılında Nobel Edebiyat ödülünü alması ile aslında Avrupa'da bir Rus şair ve yazar olarak kabul görmüş oluyor. Suhodol Köyü'nde Rus köylüsü ve hizmetçi Nataşka'nın geriye dönüşleri ile köy yaşantısına, aşka ve imkansızlığa dair anılarını okuyoruz. Kısa ve öz bir anlatım söz konusu, ancak masalsı bir sihir de hakim. Kısa olmasına rağmen yarattığı havayı, hissettirdiklerini, dildeki titizliği sevdim.
Tavsiye ederim.
..
..
"Kaçınılmaz felaketler olacağı yolda belli belirsiz bir beklentiyi bir çocuk gibi hep yüreğinde taşıyormuş. Bu beklenti onu daha yaşlı gösteriyormuş."
Suhodol Köyüİvan Bunin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20249 okunma
Hayatını çocuklarına adayan ve kızından başka arkadaşı olmayan, eşi tarafından ihanete uğramış dul bir kadının aşka düşmesi ve kendi kendini bu şekilde bitirmesi... zaaflarının kurbanı olan orta yaşlı bir kadının bakış açısından yazılmış etkileyici bir eser kısa zamanda zevkle okunabilir.
Aldanan KadınThomas Mann · Can Yayınları · 20121,365 okunma
Kitap sesli bir oturumun kitaplaştırılmış hali olduğu için, bazı yerlerde okuma akıcılığı yoktu. Bazı kısımlar karmaşık geldi, tekrar tekrar anlamak için okuduğum cümleler oldu. Aşkın bir formülasyonu olarak düşündüm kitabı. Sanat, felsefe, siyaset gibi alanlarda aşkı çözümlediler ve yazarın aşka bakış açısını - tamamen katılamamakla birlikte - kendime çok yakın buldum.