...asker bütün insamlar arasında en mübarek olandır, çünkü en çok sınanandır.
Erzurum ve çevresindeki çadırlarda kalan asker ölgün fenerlerin ışığında, soğuğun kucağında uyumaya çalışıyor, içlerinde sıcak değil ama kırık bir ümit taşıyordu. Bu ümide tutunacak erat yollara düşecek, dağlar aşacak daha sonra da Ruslarla çarpışacaktı.
Sayfa 55
Reklam
Kardeşlik Ahengi
Çağrı Bey büyük olduğu halde, devlet idaresinde siyasi kabiliyet askeri kabiliyetten üstün ve mühim olduğu için, çocuksuz olmasına rağmen, hükümdarlığı Tuğrul Bey'e bırakmıştır. Bilge Han'la asker olan bir yaş küçük kardeşi Kül Tigin arasında görülen Ortaçağ için şaşılacak ahenk, burada da kendini gösterdi ve Türk Devleti'nin haşmet ve şevketine temel teşkil etti.
Sayfa 380 - c.1Kitabı okuyor
mektup
Sevgili biraderim, Birliklerimiz düşmana karşı ilerlemeye çalıştı, fakat daha ilk günden muvaffak olamadı. O gün şu gerçeği çok iyi anladık ki düşmanımız Ruslar değilmiş, kara kışmış bu karlı dağlarda. Yine ne yalan söyleyeyim sana, sanki gizli bir el birliklerimizin üzerine bembeyaz bir ölüm örtüsü serdi. Ruslarla daha savaşmadan tıpkı güneşi gören buz kristalleri gibi çözüldük, günbegün sayıca eridik. Şimdiye değin donan dondu, geriye kalan bir avuç asker ise benim gibi lekeli hummaya yakalandı. Bu salgın hastalık ne yazık ki bizleri kırıp geçti.
Sayfa 183 - Sarıkamış Harekatı/ Abdurrahman RobensonKitabı okuyor
Yaşadığın saygısızlıklar ya da maruz kaldığın kötü şeylerin kasten yapılmamış olması sence mümkün müdür? Ya kendileri ve hatta senin için de doğru olan şeyi yaptıklarını düşünüyorlarsa? Arlington Mezarlığı'nda yatan Müttefik askerleri gibi (kötülerin başlattığı bir savaş uğruna boşuna can vermiş yüzlerce asker) onlar da "anladıkları kadarıyla" sadece kendilerine verilen emirleri yerine getiriyorsa? Tekrarlamak gerekirse, onların konuyu yanlış anladığı bir gerçek ama bu onların özgün düşüncesidir. Aynı Lincoln'ın ünlü Cooper Union konuşmasının sonunda dediği gibi: "Bırakın son nefesimize kadar görevimizi anladığımız gibi yapalım."
Bu mücadelede Türkmenlerle Rumlar arasındaki güç dengesi Türkmenlerden yanaydı. Çünkü Bizans temelde ücretli askere (Kıpçak, Alan, Katalan, hatta Türkmen) güvenmek ve onlara hâzineden sürekli para yetiştirmek zorunda olduğu halde, alp/ gâzî önderler yanlarına sadece kutsal gazâ ve ganimet (doyum) için gönüllü gelen sayısız Türkmen savaşçısı bulmaktaydı. Bir geçim kapısı arayan, yerini yurdunu, aşiretlerini bırakmış bu “garib”ler çoğu zaman Bizans hizmetine ücretli asker olarak gitmekten de çekinmiyor, Hıristiyanlaşarak Turkcopouloi adıyla karşı tarafta hizmet görüyorlardı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.