İlk başta seriyi hiç beğenmedim daha doğrusu anlamadım ama aşkım n.g. Kabal o kadar güzel yazıyor ki ve bu kitap o kadar güzeldi ki Maya Fetih ve Pars hep kalbimde olacaksınız. Alın okuyun 10/10 kitap çiçek gibi...
Öpücüğün sebebi de bu ya zaten, çünkü her halükârda çok uzun zamandır ve hatta daha doğmadan öncesinden beri, kocam kıskançlıktan avaz avaz bağırıp dururken de, bir ölüyüm ben.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
lütfen beni ‘her yüksek tepede ve her yeşil ağacın altında fahişelik yapanlara’ benzetme Pol. mevsimlerin sayısı dörtse, denizin altında karanlık tanrılar varsa, adada beni erdemli yolumdan geri çevirebilecek insanlar yoksa, her görüştüğüm insandan sonra hastalanıyorsam, benim aşkım uğruna döğüşen hiç kimse yoksa, Selene’den Diana’ya, Diana’dan Artemis’e kadar değişerek dalgalanarak akıp gidiyorsam, gereksiz telefon konuşmaları sinirini bozmayacaksa, benimle 10 yıllık ahit kesen âşıklarım seni tasalandırmıyorsa bana verdiğin Kleopatra bileziğini her gün takmamaya özen gösteriyorsam, denize siyah giysilerimle girip siyah bir kuğu gibi yüzüyorsam, kafamı erken imparatoriçeler gibi siyah bir tülle örtmek istiyorsam, su kenarında buluşan küçük erden kızlar aralarında hafif nörotik gülüşlerle Leopardi okuyarak benim için sazlardan ve defnelerden bir taç örüyorlarsa, seni unutmak için Trakl gibi ormanlarda amonyak koklayıp kendimden geçmeyi deniyorsam, saçımı portakal rengi yapıp kenarlardan örüyorsam, görünmez balıkçılımla dolaşıp kışın ona siyah bir yün kazak örmeyi düşünüyorsam, belirli saatlerde emredildiği üzere kafamı kutsal eğik bir çizgi üzre toprağın üzerine düşürüyorsam, halıları ve L şeklindeki divanları sokağa dışarı taşan sade bir çadırda oturmak istiyorsam, kafamı geceleri o çadırdaki ak yastıkların üzerine düşürdüğümde, burası Capri ve Sen Kayzer, işte ak yastığın üzerinde bir baş, benim başım...
ağlama benim için Antartika, buzun üstünde yalnız bir ispinoz
yavrusunu yitirmiş...
Yine bir kalp düştü ayaklarıma
Yine bir göz takıldı kaldı yüzüme
Yine bir savaşın kargaşası içinde
Benim aşkım soğuk bir kalbe baskın çıktı
...
Bana diyor, ey sıcak kucak
İşvelerinle mest et beni; sana divâneyim
Ben ona diyorum, hey yabancı
Vazgeç benden; sana bigâneyim
Bazı gizli hastalıklar vardır. İnsan onların nerede, nasıl başladığını tâyin edemez. Yaralar öyle ince ve naziktir ki müphem, leziz heyecanlara benzer tesemmümleri yeni başlayan sarhoşluklar gibi tatlı ve neşelidir; ağrılar yeri bilinmeyecek kadar sağır ve müphemdir. Zaman zaman vücudun derinliklerinden boğuk, müphem şikâyetler gelir. İçin için yiyip bitiren hastalığın bundan başka âlameti yoktur. Benim Lâmia'ya olan aşkım işte bu neviden bir hastalık...