Aşklar mı
Aşklar mı diyordun, anladım
Senin incindiğin benimse
Yollara düştüğümdür yeniden...
Ahmet Telli
Saatimiz çalışıyor ama kalbimiz durmuş Çalışmıyor
Ne çocuklarımız, ne torunlarımız bakır mutfak eşyalarını tanımıyor.
O kalaylı tasları, tencereleri, tavaları.
Hiçbiri kalaylı bir maşrabadan kaynak suyu içmedi.
Bakır eşyalar onlar için artık bir aksesuar, bir süs unsuru. Oysa vaktiyle o tavalar, o tencereler kimlerin elinden geçti.
Kaç gelinin, kaç dedenin, kaç babaannenin bir ömrü dolduran
"Kendim gibi olmam için ancak ben kendime yardım edebilirim,sen bana benden daha çok yardım edemezsin..."
Bir kedi başınıza ne kadar dert açabilir ki?
Bayan Billie Bridgertonbir çatıda mahsur kalan kediye yardım etmek için harekete geçtiğinde maalesef ayağını incitip yetmezmiş gibi kendi de çatıda mahsur kalır.Sesini duyurmak için bağırdığında son zamanlarda çok sık karşılaştığı George Rokesby di.
Bridgerton ailesi ve Rokesby ailesi yıllarca karşı karşıya yaşamış çok iyi geçinen ailerdi.Bu dostluklarını pekiştirmek için çocuklarından birinin evlilikleri idi.Ama bu asla Billie ve George değildi 🤭😄
Çünkü onlar hiç iyi geçinmezdi.Birbirlerini gördükleri her dakika kedi köpek misali atışıp duruyordu.
Aşklar kavga ile mi başlıyordu?🤫🙈
Yazardan okuduğum 9.kitap oldu bu güzellik.Bu tür kitapları okumayı seviyorum.Eğlenceli,bol kahkahalı,aşk oyunları,kavgalar,kıskançlıklar.E daha ne olsun 😄 tavsiye ederim 👍🤗
"Yürürken bile süzülerek yürüyemiyorum, biriyle nasıl flört edilir bilmiyorum ve en son yelpaze kullanmaya çalıştığımda az daha birinin gözünü çıkarıyordum.Bir leydi olarak bir centilmene kendisini nasıl zeki,güçlü ve benden daha iyi hissettireceğimi kesinlikle bilmiyorum."
LYSANDER : Ne o sevgilim, niye sararmış yüzün öyle.
Ne diye yanağındaki güller bu kadar çabuk solmuş?
HERMIA : Yağmur yağmadığı içindir herhalde,
Ama gözyaşlarımdaki sağanak yağmuru getirecek neredeyse.
LYSANDER : Öyle deme sakın! Okuduğum kitaplara, duyduklarıma göre,
Asla dikensiz olmazmış gerçek aşkın yolu
Soyları arasında eşitsizlik oluyor
Aşklar mı diyordun, anladım
Senin incindiğin benimse
Yollara düştüğümdür yeniden
Ahmet Telli
Ruhumdan Dökülenler .・。.・゜✭・
Sevmek. Sevgiyle başlamaz mı her şey. En iyi aşklar, en iyi dostluklar, en iyi hikayeler, en iyi işler... Sevmek lazım her şeyi, herkesi. Ayırmadan, kırmadan, döküp incitmeden. Güzel sevmek lazım. Yumuşacık, mutlu ederek, kalpte yer ederek. Sevmekle başlar dedik her şeye. Oysa bugünlerde en ufacık kırıntısı için servet ödemeyecek insan tanımıyorum. Bize bir şeyler mi oldu? Yoksa hep mi böyleydik? Sevmek çok kolaydı aslında. Sevgisini gösterebilmek... Öyle pahalı hediyelerde de değildi. İnce düşünmekti, hatırlamaktı, emek göstermekti... Sevmek lazım büyük bir heyecanla, neşeyle, huzurla. Bıkmadan usanmadan her gün seni seviyorum diyebilmek lazım.
Kendine İyi Bak
Kendine iyi bak bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...
"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün
Hiç düşmedim mi aklına
Hiç çalmadı mı o şarkı
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da mı küs bana
Sanırdım ki aşklar ancak
Filmlerde böyle...
Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen, enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım, gitti!
Sevgili günlük; Bugün çok konuşasım yok, bir kaç şey anlatıp gidiyorum. Çok değer verdiğim bir büyüğümle sohbete başladık, cümleye arkadaşınla birbirinizi üzmeyin diyerek girdi. Hiç sorgulamadan anlatmaya başladım bende, çok kırıyoruz, döküyoruz, incitiyoruz birbirmizi anlayamıyoruz, üzülüyoruz diye devam ediyorum o da karşımda susup gülümsüyor sadece. Anlattıklarım bittiğinde gözleri bana acıyarak mı bakıyordu yoksa beni gerçekten anlamış mıydı bilmiyorum. Ama kesin olarak anladığım şey o bahsi geçen arkadaş benim sevdiğim adam değil, uzun zamandır konuşmadığım arkadaşımmış. Bazı aşklar böyledir işte; Her sorunun tek bir cevabı olur, seçenek yoktur.
SF.