'Şimdi başka bir yüzyıldan ya da başka
bir ulustan geliyormuş gibi kendini tecrit
etmek mümkün değildir. Însan zorla
tarafsız kalamaz. Savaş ile ilgili normal
ve insancıl bir görüşe sahip olabilmek
için tek bir olasılık vardır: Savaşın
farkında olmak ve savaşı, kendileri asla cephede bulunmamış savaş
çığırtkanlarından dinlememek.
Seni seviyorum, iyi ki varsın." devince "İyi ki varız dive cevaplayacak birisinin olduğunu biliyorum. Kim o taktiklerle sahte ilişkilerini kuruyorsa kursun, benim fazla umurum da değil. Tek istediğim şey, beni anlasin ve sen de biliyorsun ki hayatta anlaşılmak bu işin en temeli. Beni bu hayatta kimse anlamadı, anlar gibi yapti. Ben de her zaman onları anladım ama onlar da anladığımı anlamadılar. Anlaşmazlıkların olduğu bir dünyada inadına "Seni seviyorum." diyeceğim.
Seni seviyorum, sevgilim, lyi ki varsın, lyi ki varız. Seni bulduğum zaman söz, asla bırakmayacağım.
"Yaptığınız , söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi ortaya çıkarabilirler
fakat işleyiş bakımından insanın kendisine bile yabancı olan duygular
asla ele geçirilemez."
Hayır seni asla bunların hepsi telefat dünya gözüyle
Bir kez bile görmek istemiyorum acıdım ömrümce
Neler vermezdim seni görmek için gibisinden cümle kuranların haline
Uğruna dağları delmem ummana dalmam atmam ateşe naçiz bedenimi
Kovalamam peşini davet etse bile eteklerin
Hepsi yerin dibine geçsin daüssıla malihulya nostalgia
Sen nasıl olsa tıpkı hep olduğu gibi defalarca
Görüneceksin ahret gözüme
Çilekli dondurmadan bir kaşık alıyor çocuk, korkunç buluyor. Hemen her şeye, bebek mamalarına, sebzelere, suya sızan, kimi pençesine alacağı belli olmayan bir siyanür sızıntısı var ülkede. Çocuğuna aldığı ilk dondurmanın siyanürlü olduğunu bilmeyen baba, şımarıklık etme diyor, ye şunu! Çocuk tadı berbat dese de zorla ağzına sokuyor dondurmayı. Ta
Platon; “Nazik olun, çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.”der.
Fernando Pessoa ekler; “Kimseyle alay etme, asla kimseyi küçük düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.”
Aşkın ve kederin asla sona etmeyen acıları. Belki başka bir hayatta onu reddeder, saçlarımı yolarak ağlar, onu seçimiyle tek başına yüzleşmek zorunda bırakırdım. Bu hayatta değil. Akhilleus Troya'ya yelken açacak, ben de onun peşinden gidecektim. Ölüme bile.
Günümüzde insanlar mı benliklerini sinsice kuşatan sağduyudan ölüyor; aslında asla pişman olunmaması gereken tek şeyin hataları olduğunu anladıklarındaysa iş işten geçmiş oluyor."