Oidipus Kompleksi, Lacan’ın, Freud’un çalışmalarından aldığı ve kendi kuramında merkezi bir yere koyduğu formülasyonlardan birisidir.
Lacan’a göre bilinçdışı, simgelerden oluşur ve Oidipus Kompleksi gerçek dünyanın bir karmaşası değil, simgesel bir karmaşadır.
Çünkü Oidipus Kompleksinde gerçek bir babanın var olması gerekli değildir. Simgesel baba, yani babanın adı yeterlidir. Kültürel baba ise baba figürüne tüm anlamını kazandıran aile söylemidir. Ailenin gerçekliği, simgesel olanın kendi otonom kuralları çerçevesinde anlam kazanır.
“Efendi- Köle Diyalektiği: Efendininin bir özne olabilmesi için Köle tarafından öyle tanımlanması gerekmektedir ve Kölede Efendi tarafından bir Köle olarak tanımlandığı için Köle olduğunu bilmektedir.
Böylelıkle Efendi, kendi kimliğinin Köle tarafından tanınmış olmakla tahkim edilmiş olduğuna ilişkin katı bir bilgiyle kendi hayatını sürdürme özgürlüğüne sahiptir.
Fakat diyalektiğin paradoksu, her pozitifin bir negatife dönüşmesidir.
Efendi, kendi kimliğinin tanınması husununda Köleye bağlımlı olduğu için asla hakiki anlamada “özgür” olamaz; buna karşılık Köle, efendiye aynı yoldan bağımlı değildir, çünkü başka bir kendini- onaylama kaynağına, yani çalışmaya sapitir.
Eger kölenin kimliği onun bir Köle olarak çalışması aracılığıyla onaylanıyorsa, bundan Efendinin değil Kölenün “özgür” olduğu sonucu çıkar.”