Oturdu derinlerime büyük bir gemi
Yükü üstümde, tayfası da dertli.
Öyle bir atmışlar ki çekilmiyor demiri
Bir ben bir de balıklar bilir bu eziyeti.
Bir maviler bir dalgalar görür bu deliliği,
Bir martılar bir bulutlar öper bu yüreği.
Maalesef!
Kulaçlayarak yaklaşmıyor bitiş çizgisi,
Güneş el sallar gömülür lekeleri.
Bir ellerim bir de ay şahit, bilirler
Geceleri tespih tespih çektiğimi.
Tutamam ufukları yıldırımlar yakar ellerimi
Şimdi tayfası dertli bu büyük gemi
Derhal terk etmeli beni.
Tutmasa da bir dilek
Aşktan yana,
Ne umutlar kaynar gönlümde
Ateşten ala...
Doymasa da hiç yürek
Topraktan kara.
Ne hevesler var düşümde
Genişten dara...
Vurmasa da bir kürek
Sandaldan suya,
Ne kuluçlar var denizimde
Mavide beyaz halka...
Açmasa da bir çiçek
Bahar da dal da
Ne ormanlar var içimde
Akasyadan çama...
Yorulsa da bu bilek
Yazmaktan yana
Ne hikayeler var sinemde
Ömürden arta kala...
Tanrı en güzel rengi verse de gözlerine,
Umut değil mi ki
Parlayan her renk gözde?
Tanrı en güzel resmi çizse de yüzüne,
Çizgiler değil mi ki
Düşen herkesin çehresine?
Tanrı her hissi sunsa da içine,
Merhamet değil mi ki
Çıkaran insan içine?
Tanrı en büyük serveti serse de önüne,
Sevgi değil mi ki
Yürekte yatan hazine?
Tanrı bütün marifetleri yaraştırsa da ellerine
El emeği değil mi ki
Kullanmak onları alın teriyle?
Tanrı en mutlu günleri yazsa da kaderine
Ecel değil mi ki
Götüren her insanı ölüme?
Bana geleceksen her şeyinle olduğun gibi,
ne gözüne sürme çek ne diline süslü sözler.
ben layık gördüysem kendime seni sevmeyi
sen düşünme kendini nasıl sevdireceğini...