Yemeğimiz bitince babam ateşi körüklerken annemle ben de masayı topladık.
Bulaşıkları yıkarken kendime, her şeyin ışıl ışıl olduğu uzak bir yıldızdaki şatoda tek başına yaşayan kızla ilgili bir masal anlattım. Diğer insanlarla iletişim kurabilmesinin tek yolu bir dürbündü. İşaret gönderiyor ve sonra dürbünden bakarak cevap bekliyordu. Geceleri, güneş battığında dürbünün diğer tarafındaki insanı göremeyeceği kadar karanlık oluyordu. Yapayalnız hissetmemek için ne yapabilirdi?
Ailemizde nesilden nesile geçen gösterişli dolabı temizledim.Yıkadığım tabakları ve bardakları raflara yerleştirdim.Titiz çalışmamı öveceğini umut ederek yüzümde bir gülümsemeyle anneme baktım ama o tüm dikkatini elindeki işe vermiş görünüyordu.
Başımın üzerinde yapraklar dallardan atlayıp fırıl fırıl dönüyor, rüzgar beni küçük bir mezarlığa çağırıyordu. Onun sessiz fısıltılarını duymazdan geldim.