Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

aslı seloğlu

Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için yüreklilik; Değiştiremeyeceklerimi kabul edebilmem için huzur; İkisini birbirinden ayırt edebilmem için akıl ver.
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar alınmasında katkıları olan kararları uygulamaya, kendilerine zorla kabul ettirilen kararları uygulamaktan daha istekli olurlar.
Sayfa 251Kitabı okudu
Ebeveynler bu kitaptan bir tek şey öğreneceklerse, onun şu olmasını dilerim: Güç ve otoritelerini kullanarak çocuğu bir şey yapmaya her zorlayışlarında, onun kendini denetleme ve sorumluluk edinmeyi öğrenme şansını elinden aldıklarını bilmeliler.
Sayfa 208Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birisini olduğu gibi kabul etmek gerçek anlamda sevmektir; kabullenildiğini hissetmek ise sevildiğini hissetmeye eşdeğerdir.
Çocukların uğraşmak zorunda olduğu en zor ebeveyn tipinin tatlı dilli, "toleranslı" , iddiasız, kabul ediyormuş gibi görünen ama aslında kabul etmediği mesajını veren ebeveynler olduğuna inanıyorum.
Reklam
Mağara alegorisi, her an yeniden üretilen, dört bir tarafı çevreleyen algısal zincirlere dikkat çeker. Bireyleri salt gördüklerine inandırarak içi boş değersiz paradigmalarla yanılsama toplumu oluşturan yapılar vurgulanmıştır. Sonsuz bir çarkın nesnesi olarak insan; çaresizlik hissinden sıyrılarak gölgelerin krallığına son vermelidir. Toplumsal baskılar sonucu mekanik bir bakış açısına konumlandırılan bireylerin, gölgelerinden kurtularak bu kaosu sonlandırmaları, algılarının ötesindeki ummanları keşfetmeleri gerekmektedir. Platon'un mağara alegorisi ile Matrix'in bize söylemek istediği şudur: "Gölgeler dünyasını kanıksamaktansa, bileklerindeki izleri anımsa!"
Sayfa 32
Ben sendeyim, sen de bendesin, biz dünyada dünya da bizdedir, hepimiz bir bütünüz. Dünyaya zarar verirsen, insanlara veya hayvanlara kötülük yaparsan, kendine zarar vermiş, kendini sakatlamış ve hayatını karartmış olursun. Dindarlık işte budur. Her şeye ve herkese karşı hissedilen temiz, ışıklı ve yaratıcı sevgi duygusudur - dosta ve düşmana, Tanrı'ya ve bir kurbağaya, Rafael'e ve bir taş ustasına olan sevgidir.
Sayfa 206
Hakan Günday
Eğer tutunamamak, Oğuz Atay'ın metinlerinde olduğu gibi bin defa düşünüp bir defa konuşmaksa, hatta bin defa düşünüp hep susmaksa, günümüz dünyasında tutunamayanın hiç bir şansı yok. Ne de olsa bu dünya, sürekli övülen hazırcevaplılık üstüne kurulu. Hiçbir konuda uzmanlaşmak için emek vermene gerek yok, yeter ki hazırcevap ol!
Sayfa 11
Orhan Pamuk
Yazarları bildiğimiz ama yazmadığımız şeyleri yazdıkları için severiz. Hem başkalarına benzemediğimiz için edebiyatla ilgileniriz hem de edebiyat bize başkalarına benzediğimizi gösterir.
Sayfa 6
Geri133
504 öğeden 496 ile 504 arasındakiler gösteriliyor.