Evimizde her türlü müsibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı; dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.
Sayfa 128Kitabı okudu
"inkâr, insanın başa çıkma mekanizmasının önemli bir kısmını oluşturur. o olmasaydı, her sabah hangi şekilde öleceğimizi düşünerek dehşet içinde uyanırdık. bunu yapmak yerine zihinlerimiz, işe vaktinde yetişmek veya vergilerimizi ödemek gibi başa çıkabileceğimiz stresle meşgul olarak, varoluş korkularımızı perdeler. eğer varoluşla ilgili daha büyük korkularımız olursa, basit işler ve günlük meşgalelerle vakit geçirerek onları hemen aklımızdan çıkarırız." Aynı zamanda Freud'un savunma mekanizmalarindan biridir. Kişi istemediği kabul görmediği duygu ve yaşantılarına hiç olmamış hic yaşanmamış muamelesi yapar. ölüm de bunlardan birisidir. kisi surekli olumu dusunemez, reddeder ve bastirir. Dinler ise bu savunma mekanizmalarını arkasına alıp aspirin etkisi yaratır. Erik Erikson ise Freud'un kuramını alıp baştan şekilendirir insanın psikolojik gelişimini 8 evrede inceler. 8. ve son bölüm ise kişinin ölümle yüzleşmesi, ölümü kabullenmesi ve ölüme hazırlanmasını da içeren “tüm yaşamı bütünleştirme” evresidir. bu aşamaya kadar sağlıklı gelen kişi “ölümü de yaşam “ gibi normal bir şekilde kabullenir. Tıpkı tolstoy'un İvan ilyiç'in ölümü varoluş temalı romanında geçen bir söz gibi ; “ölüm! evet, ölüm! hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor, acımıyor bile. vur patlasın çal oynasın! umurlarında değil, oysa onlar da ölecek. ne aptalca. önce ben öleceğim, onlar daha sonra, ama onların da başına aynı şey gelecek. oysa onlar gülüp eğleniyor. aşağılık yaratıklar!”
Reklam
Facebook kopyala yapistir.
Aynen! Bugün danışmanı olduğum yüksek lisans yapmakta olan bir öğrencimle fakülte girişinde karşılaştık ve odama kadar beraber yürüdük. Odaya vardığımızda dedim ki: Sen şu birkaç dakika içinde kaç defa “Aynen!” dedin, haberin var mı? “Aynen!” dedi. Dedim ki: “-Evladım, bu kelimeden başka meramımızı ifade edecek başka kelimemiz yok mu? Kime ne
"inkâr, insanın başa çıkma mekanizmasının önemli bir kısmını oluşturur. o olmasaydı, her sabah hangi şekilde öleceğimizi düşünerek dehşet içinde uyanırdık. bunu yapmak yerine zihinlerimiz, işe vaktinde yetişmek veya vergilerimizi ödemek gibi başa çıkabileceğimiz stresle meşgul olarak, varoluş korkularımızı perdeler. eğer varoluşla ilgili daha büyük korkularımız olursa, basit işler ve günlük meşgalelerle vakit geçirerek onları hemen aklımızdan çıkarırız." Aynı zamanda Freud'un savunma mekanizmalarindan biridir. Kişi istemediği kabul görmediği duygu ve yaşantılarına hiç olmamış hic yaşanmamış muamelesi yapar. ölüm de bunlardan birisidir. kisi surekli olumu dusunemez, reddeder ve bastirir. Dinler ise bu savunma mekanizmalarını arkasına alıp aspirin etkisi yaratır. Erik Erikson ise Freud'un kuramını alıp baştan şekilendirir insanın psikolojik gelişimini 8 evrede inceler. 8. ve son bölüm ise kişinin ölümle yüzleşmesi, ölümü kabullenmesi ve ölüme hazırlanmasını da içeren “tüm yaşamı bütünleştirme” evresidir. bu aşamaya kadar sağlıklı gelen kişi “ölümü de yaşam “ gibi normal bir şekilde kabullenir. Tıpkı tolstoy'un İvan ilyiç'in ölümü varoluş temalı romanında geçen bir söz gibi ; “ölüm! evet, ölüm! hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor, acımıyor bile. vur patlasın çal oynasın! umurlarında değil, oysa onlar da ölecek. ne aptalca. önce ben öleceğim, onlar daha sonra, ama onların da başına aynı şey gelecek. oysa onlar gülüp eğleniyor. aşağılık yaratıklar!”
Şeker hastaları niçin iğne yerine hap kullanmıyor? Şeker hastalığı midenin arkasındaki pankreas bezinden salgılanan ensülin hormonunun eksikliğinden meydana gelir. Bu hormonun görevi vücudun temel enerji kaynağı olan nişasta ve şeker gibi besinlerin hücrelerde kullanılmasını sağlamaktır. Hormon yetersiz olunca kullanılamayan şeker dokularda
Sayfa 95 - AykırıKitabı okudu
Evimizde her türlü musibete ve hastalığa karşı bir tek doktor ve ilaç vardı: dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.