carl jung;
Bilincinize getirmediğiniz her şey karşınıza kader olarak çıkar.
Fikirlerinden milim şaşmış değilim ama savaş savaştır, insana çok şey öğretir; bu arada özgürlüğün düzen ve buyrukla at başı girmesi gerektiğini öğretir. Birilerinin buyruk vermesi, öbürlerinin de ona uyması şart, ister gönül rızasıyla olsun, ister çarnaçar... Ama uymalılar. Savaş kapıya dayandı mıydı, insan işleri evinde canının istediğini yaparken gördüğünden farklı görüyor.
Sayfa 177 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
...,ersiz arvad yuyensiz at kimi bir seydir,haraya istese,oraya da gedecek.
Islık sesini duyduğunda ahırınaa giden bir at gibi, Aydan çağırdığında istekle yatağa gidiyor ama bunun dışında kendi manejinde pinekliyor, büyük dörtnallara, şahlanmalara, oyunlara girişmek hiç aklına gelmiyordu
Sözle anlatılamaz bir heyecan dalgası sardı bütün vücudunu. Bu toprakların "kendi" toprakları olduğunu ve kendisinin de bu güzelliğe, bu sonsuza ait olduğunu biliyordu. Ufukta bir an dörtnala ilerlemekte olan atalarının ordusunu görür gibi oldu; Anadolu'ya güç ve uygarlık getirmiş Türkleri. Biraz daha dikkatle baktığında, onların ne insan ne de at olduğunu anladı, sadece kurtları ufukta gördüğü. Gümüş renkli kurtlardan oluşan bir sürü, topraktan yansıyan ışıkla karışıyordu. Kusursuz savaşçılar oluşturmak için ölümlülerle birleşmeye hazır, çok güzel kurtlar...
Sayfa 385Kitabı okudu
"If you would only look up at the heavens, instead of at the ground beneath your own feet, you might all understand this, and would then no longer suppose that the sun shines for you, or for your country alone."
Sayfa 66 - The PilotKitabı okudu
Reklam
O kadar tanıdık geldi O kadar tanıdık geldi ki...
"Henüz kültür, medeniyet alanında ilerleyememiş milletler de İngilizlerin komik zararlı davranışlarını örnek alarak, İngiliz toplumunun kötü birer kopyası haline geldiler. Zenginler, ekonomik durumu iyi olanlar, İngilizler gibi at yarışlarına yüksek miktarda paralar yatırmaya, viski-soda içmeye, İngiliz modasına uygun giyinmeye, saçlarını onlarınki gibi şekillendirmeye başladılar. Gençlerse kendini İngiliz sporlarına, daha da kötüsü futbola kaptırmıştı. Eğitimlerini henüz tamamlamamış olan Avrupalı gençler arasında futbol âdeta bir din haline gelmişti. Diğer ülkelerin gençliği de bu durumdan etkilenerek futbolu ibadet gibi görmeye başladılar. Bundan daha da fazla zevk alanlar futbolu bir bilim, sanat dalı olarak görmeye başlamışlardı. Sokaklardaki halkı heyecanlandırarak geçimini sağlayan boş kafalı, cahil bazı gazeteciler, gençliğin bu yeni tutkusunu kışkırtıp sömürmeye başlamışlardı. Futbol için ayrıca köşe yazıları yazılmış; sığır bacağı gibi güçlü bacakların yeteneklerinden uzun uzadıya bahsetmek de artık gazetecilikten sayılır olmuştu."
Erken kalkmayan avrat,söz dinlemeyen evlat,mahmuzla gitmeyen at,kapında varsa kaldır at,demişler.
Sorun
Eğer anlamadığın bir sorun ile karşılaşırsan, anladığın bir kısmını yap, sonra tekrar bir göz at.
Sayfa 441Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.